Sen gidince dinmedi yağmurlarım
Hücrelerim bir sağanağın zaptı altında
Elim kesilse,
Bir yağmur olup akıyor kanım.
Yaralarım hazan rengi kabuklar bağlamakta
Gel de gökkuşağı sar yaralarıma!
yol gider biz gideriz
biz gideriz yol gider
biz meçhule gideriz,
yollar evlere gider...
yarım kalmış bir öykü bu bizimkisi
satır aralarına sıkıştırılmış hüznü
ve sözcüklere iliştirilmiş yitik sevinçleriyle.
iğreti mutluluklar var bağlaçların yerinde
öyle çok üç nokta çarpıyor ki gözüme
öykümüz savrularak uzuyor...
Bahara yağmur düştü,
Tuttum ellerinden kaldırdım.
Berelendi,
Kanadı yağmurun dizleri.
Yeşildi,
Kırmızıya kesti baharın rengi.
Yine akşamı demledim
Bir ispirto ocağında
Hüznü katık ettim
Bir bardak demli çaya
Ömürler uzun,
Önce cinayetleriyle düştü
Aşk gazetelere...
Çaresiz aşıkların delice çareleri
Verildi sürmanşetten.
Çaresizlikti şüphesiz, çılgınlıktı
Hani zaman her şeyin ilacıydı?
gerçeklerimin düşleri
düşlerimin gerçekleri vardı
rüyalarımın kanatları
benimse kollarım vardı....
güllerin dikenleri olduğunu zannederdim
hayatın acılarını bilmezken
bilinmeyen bir dünyanın kapılarını aralamak
kör bir kilidi açmak gibi...
şiire dayanıp yaşamı solumak
kabustan uyanıp rüyaya dalmak gibi...
kumsala ayak izlerimi
dalgalara saçımın tellerini bırakıyorum
hoşçakal... gidiyorum..
cebimde kırık bir midye
genzimde yosun kokusu
Eflatun bir çarşamba
Vurdum içimdeki seni benle yollara.
Anılarla ağırlaşmıştı ruhum,
Ben metropol amazonu
Sen muhallebi çocuğu,
Taşıyamadın ruhumu!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!