Siz beni kadın yaptınız,
Bana sormadan, fikrimi almadan.
Omuzlarıma yüklediniz
Sizden arta kalan ne varsa;
Kırık hayaller,
Yarım umutlar,
Bir çift gözün büyüsüne kapıldım,
Kalbim çok ağrıyor, anne.
Toprak kokusu gibi özlediğim o koku,
Beni benden alıyor her defasında, anne…
Yok, hayır, artık kapattım demiştim kalbimin kapılarını,
Geçti sensiz saatler, günler…
Zaman, ellerimden su gibi aktı gitti.
Ne yollar unutturdu seni bana,
Ne de ayrılığın ağır sessizliği.
Sevdim seni, gitmeyecekmişsin gibi —
Kalbime kök salmış bir ağaç gibi.
Ellerimiz kenetlendi, umutlar düğümlendi,
Geceyle gündüz gibi birbirine karıştık,
Bir olmanın huzuruyla,
Gözlerimizi kapattık hayata, yalnızca biz vardık.
Ama aşk, sadece pembe rüyalardan ibaret değil,
Senin ellerin, babam…
Toprağı bilen, emeği seven ellerin…
Hayatın sessiz şarkılarını yazdı avuçlarına.
Her çizgide bir mücadele,
Her nasırda bir fedakârlık saklı.
Ben ise o ellerden öğrendim —
Küllerimden doğmuş bir kadınım ben.
Her kırıldığımda biraz daha güçlü, biraz daha derin…
Bir yolculuk benimki —
İçimde fırtınalar taşırken bile,
Dışımda sükûnetle yürüdüğüm bir yol.
Zaman beni test etti,
Seni…
Sen bile bilmeden sevdim.
Bir gölgeden fazlasıydın bana,
Bir nefes aralığında saklıydı adın,
Ben susarken bile…
Gizleyemedim.
Bir adam sevdim…
Az sevdim, çok yandım.
Sesi geceydi,
Suskunluğu yara…
Ellerini tutmadım,
Adını fısıldamadım —
Yıkıldığını sandılar,
Sustukça güçsüzleştin sananlar oldu.
Ama bilmediler ki
Senin sessizliğin,
En gür bağırışındı aslında.
Kaç geceyi uykusuz geçirdin,
Seni,
Yüreğimde terk edişimin ilk gününden yazıyorum.
Güne uyanamamanın ağırlığı üzerimde.
Her zamanki gibi çalan alarm değil —
Ertelenen benmişim…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!