Bir esmere vuruldum…
Yanaklarında gamze gizli,
Bakışları çapkın, sözleri cezbedici.
Çenesi kuvvetliydi,
Adımları kararlı…
Önce sevdik delice —
Kırgınım sana, ey sevgili...
Beni delice sevmediğin için.
Her deliliği yapıp da
Benim için delirmediğin,
Benim delirmemi önemsemediğin için —
Kırgınım sana.
Bilinmez bir akşamın içindeyim;
Zamanın karanlığında izler yitmiş.
Geçmişin hayaletleri fısıldıyor tenhalıkta,
Hatıralar siliniyor usulca, rüzgâr gibi.
Kaybolmuş zamanların hüznü çökmüş omuzlarıma.
Her adımım sessiz, her nefesim yankısız.
Hayat…
Bazen dev bir sessizliktir.
Yaralarına dokunan
Soğuk bir el gibi.
Karanlıkta yankılanır acının adı.
Ve sen susarsın…
Az insan, çok yaram var benim…
Hayal kırıklıklarıyla büyüdüm hep,
Güven kayıplarıyla öğrendim mesafeyi.
Ne zaman mutlu hissetsem,
Ardından hep bir eksiklik,
Hep bir boşluk vardı…
Bazen aklım, bazen yüreğim karışır,
İçimde bir sessizlikle yalnızlaşır.
Geriden bakarım, kendime pay biçerim,
Özeleştiriyle yeniden şekillenirim.
Zihnimde dolanır suskun sorular,
Her cevabında biraz daha olgunlaşır.
Bir yabancının gözlerinden bakıyorum dünyaya.
İsminin unutulduğu bir mezar taşı gibi...
Bütün alfabelerden düşmüşüm.
Ve şehirlerin sokakları artık benim değil.
Her gece,
Gurbetin ucuna tutunuyorum.
Ona “sus” dediler —
Çünkü sözleri çok güçlüydü.
Kelimelerinin kırıntılarından korktular,
Sanki bir fırtına kopacak gibiydi.
Bedenindeki morluklar,
Aynalarda yankılanan izler…
Toprağın en derin köşesine sığdı senin adın.
Biri her sabah,
Biri her akşam,
Bir haykırış gibi yankı yapar yüreğimde…
Sonsuzluğa bakan gözlerinde
Beni bırakıp gittin.
Sen —
Varlığın ağırlığını taşımayan bir yokluk gibisin.
Aramızda büyüyen o sonsuz uçurum,
Birbirimize varamayacağımızı haykırırken,
Ben her adımda seni
Daha çok özlüyorum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!