Rüzgar nasıl bu denli özgür olur,ben bu kadar tutsakken?
Şu küçücük kuş, parmağım kadar kanatlarını bulutlara değdirip,
Cilve ile daldan dala konuyor.
Suyu nereye dökersen dök, akıyorsa yatağını buluyor.
Kimi kandırıyorum?
Kimi?
Hükmüm kendime bile geçmiyor!
Özgür ruh-özgür ruh deyip durdum
Ayaklarda pranga,beden dört duvar içre
Götürmüyorsa gittiği yere, ruh ne kadar özgür olur?
Takılıp bir kelebeğin peşine uçmuyorsa ayaklar,bahar neye yarar?
Kelebeği hissetmen gözünün değdiği kadar.
Şu ağacın dibinde yıllardır melül melül duran taş,
Benim senden ne farkım var?
Yaşadığımın hissi, kayan bir yıldız görünce yoklar.
Özgürlük nağrası atmaya kalksam, duvarda asılı duran ruhsuz ayna bile bana güler.
Herkese onca dürüstlük, kendime niye bu yalanlar?
Özgürlük denilen şey ancak o tek kişilik loş mekanda başlar.
Kayıt Tarihi : 29.9.2012 15:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Nimet Hanım,
Hiç bir şey özgürlükten daha değerli olamaz Özgür olabilmek için ayaklardaki prangaları parçalamak yetmiyor......Kafaları işgal eden karakolların yıkmak gerek....Alkışlıyorum güzel dizeleri...
Yüreğine emeğine sağlık....değerli çalışmanızı ve sizi içtenlikle kutlarım....Başarınız daim, kaleminiz tükenmez olsun....
Selam saygı sizedir ....
Yoksa bir mahkum da özgürdür, beynine pranga takacak değiller ya?
Kutlarım Nimet Hanım..
TÜM YORUMLAR (12)