Bak; Hicranımı dinle ahengin sesiyle
Bir dinle, kim söyleyecek busesiyle
En dar yerinde dehlizin
Söylesin sana inceden nağmesiyle sesin,
Geçmez sandığın günler nasıl geçti
Geceler ve gündüzler bihaberce esti
Raksın ölümsüz suretini giydi ay
Libas libas cenk etti kendisiyle vay,
Bir damla gözyaşı gibi saklandı kirpiklerde
Süzülerek aşağı, sustu bütün dillerde
Esamesi okundu, tabutta biri var
Vicdan, Adalet ve Ahlak; ölen biri var
Üstüme düşüyor asuman, dünya ne küçük
Eyvah! Ölüyorum; Allahım bu ne büyük bir yük
Yazsamda silinir, defter kabul etmez bilirim
Kalem istemez, zorlasam cihandan silinirim
İsmimin üzerinde iki hece, en büyük günahıyla
Duruyor ceset gibi bütün ahı vahıyla
Ah! Ne zor iş, ne amansız bir yazgı allahım
Ney’den söylenendi bu; gamsız olan hayatın
Pürü pak idi Şems’in aşkı Mevlana’ya
Ne Şems için ne de Mevlana; günah için girdik hizaya
Akmakta günler köprülerden akan sular misali
Göz açıp kapamakta marifet,bir anlık gölgelik hali
Durduk duruyoruz; edepsiz bütün işlerle uğraşıyoruz
Ne yaman çelişki; tövbe için yalvarıyoruz
Girdiğimiz yolları sen çıkar emin olan beldeye
Heyhat! utandırma; Bir ömür pak alnı vur secdeye
Gelsin vadedilen gün, aklanalım bütün günahlardan
Hemhal olalım canlardan, azat ki dünyadan..
Mamoste-î Ardî Muşî/ Selahaddîné bé kûds
Ünal ÇağabeyKayıt Tarihi : 11.5.2013 11:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!