bu sabah bir hayli geç kalkmışım,
can düşmanım öyle söylüyor.
güvercinlerime benden başka ekmek kırıntısı atan olmamış.
penceremin önüne, sabahın bir vakti,
onlarca özgürcük toplanmış.
kapım aralı, odam buz gibi olmuş.
parmak uçlarım uyuşuk, sanki kanım donmuş.
rüzgarın türküsü bir yandan,
özgürcüklerin kanat sesleri felan,
penceremde adsız patırtılar.
yanımda sıcacık duran bir uykum vardı, şimdi oda firar.
gözlerim can düşmanıma takıldı,
akrebi yelkovanı yüreğime battı.
yine bugün üzerime, ölü zamanın toprağı atıldı.
ve bir ince ıslık sesi sızdı girdi içeri aralı kapıdan.
çatlamış dudaklardan çıkan aylak bir ıslık.
duvarlarda kara gölge solumaları,
ruhumda sanki bin yıllık açlık,
bu ıslığı kim çalar bu uyuz sabahta
kim bu mutlu insan, bu mutsuz sokakta.
özgürcükler, gözlerimin içine bakıyor
ağlamaklılar.
dünden bir şey kalmamış, örtmüş kırıntıları kar.
kalkıp açtım pencereyi, bu ne soğuk bu ne ayaz
ıslık odamda, sırtından gördüm,
yürüyen sanki canlı bir infaz.
ve ıslığıyla beraber gömülüp gitti karanlığın sisine
ben önce sokakların özgürcüklerini sevindirdim,
sonra kapanıp yıkılası odama,
kendi mahkumiyetimle seviştim.
Kayıt Tarihi : 2.4.2008 09:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!