Baas denilen rejim şükür yıkıldı artık
Rusya’ya kaçıp gitti Esad denen yaratık
Zafer hızlı gelince düşmanda gitti mantık
Dil farkı gözetmeden kardeşliği bölüşün
Arap, Kürt ve Türkmen’i kursunlar sevgi bağı
Sünni, Şia, Dürzi’si yüceltsinler bayrağı
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Yüreğiniz dert görmesin kaleminiz daim olsun hocam inşallah hayırlısı olur mazlumların yüzü gülsün
Zalimler için yaşasın cehennem
Taylan Bey, evet doğru tespit. Bende aynı düşünüyorum. SELAMLAR
Suriye'de kurulacak olan yeni sistem Halka huzur getirecek mi?
Sistemin adı ne olacak, yabancı güdümlümü olacak henüz belli değil.
Ben Ortadoğu İslam Devletlerinin, Tarihsel devinimde ki siyasal, Sosyal
ve kültürel yapılarına ve değişim özelliklerine baktığımda, Suriye'nin de
diğer Devletlerden farklı bir yapılaşması olacağına hiç inanmıyorum.
Hocam, ŞİİR'e gelirsek her zaman olduğu gibi Kalemin vurgulu ve
duygulu gücünü gözler önüne sermişsiniz. İlhamınız çağlasın,
varsa düşmanların ağlasın.....Hayırlı çalışmalar.
Yıllardır Suriye'deki Sünni Müslümanları katleden, işkence yapan bir Nusayri ve Şii azınlık diktatörlük vardı. Bu zalimler milyonlarca insanı katlettiler, cezalarını çekmeden ve ıslah edilmeden kardeşlik olmaz diye düşünüyorum. Şiiriniz için tebrikler.
"İçimizdeki Suriye" bu!
Emperyalizme yem olmadan,
Emperyalizmin payandalarına, kiralık katillere, siyonizmin safsatalarına fırsat vermeden!
Mümkün olur mu?
Bu bilinç acaba "ortak akıl", ortak irade, geleceği kurmakta birlik ve bütünlüğü sağlar mı?
Umuyor, diliyorum!
İçtenlikle...
BOP/GOP Fırat'ın sularına gömülür, inşallah!
Ben yine de "uyanık" olmamızın
Süreci çok dikkatli bir biçimde izlememizin gereğine dikkat çekiyor,
Şiiri ve önerileri bütün kalbimle tasdik ve tebrik ediyorum, Osman Bey...
Suriye de olup biten değişimleri sadece endişeyle karşılıyorum. Irak ve Libya örneği karşımda dururken.
Ülke olarak geçmişten daha çok dikkat edilmesi gereken zamanlar artık. Güneyimiz sahipsizdi şimdi hepten sahipsiz, İstenilen oldu İsraile yol asfalt yapıldı.
İyi olmadığını düşünmekteyim. Umarım yanılırım. Sevinilecek durum yok Ülkem adına fikrim bu.
Selam ve tebrikle Üstadım
Taylan Bey, evet doğru tespit. Bende aynı düşünüyorum. SELAMLAR
Bundan sonra insaallah kardrsce yasarlar
Yurek srsiniz daim olsun kardeşim
Slmlr
İnşallah dediğiniz gibi olur Osman bey kardeşim. Yaşadıklarından ders almış olmalarını temenni ediyoruz
Emeğinize yüreğinize sağlık üstadım. Değerli kaleminizden anlamlı ve güzel bir şiir okudum. Bu gelişmeler ülkemiz adına büyük başarı. Fakat esas okan bundan sonraki süreç. Rabbım Vatana millete zeval vermesin inşallah. Kaleminiz var olsun. Selamlar
Akçay Hocam!
Yörük diliyle yine döktürmüşsünüz.
Beşar Esat'ın yıkılması orta doğuyu
kurtarır mı?
Esat gidince Dünyada iki lider kaldık;
Biri Rusya Devlet başkanı Putin
biri ben diyenler varken, BOP projesi
hızından bir şey kaybeder mi?
Ferit Atay Biri ben Bop Eş Başkanıyım
diye 35 TV ekranında böbürlenince,
KRT TV sorguluyorum program yapımcısı
Ferit Atay araştırmış.
BOP başkanı kim diye...
Kim olsa beğenirsiniz? İsrail Başbakanı Natenyahu.
Ben atayın yalancısıyım .
Sevgi ve muhabbetle kal.
Bu şiir ile ilgili 12 tane yorum bulunmakta