Annemin adı Maviş
Benim adım Ayaz
Gerçi daha kırk günlüğüm
Dün gece öldüm
Adım bile yoktu aslında
Kayıtlı da değildim
Sen
akıp giden bir nehirsin gözlerimin içinde
kapasam gözlerimi
taşarsın kirpiklerimden
düşersin yüreğime
Tanrının cenneti olmalı yeryüzü
ve cehennemide
cenneti diyelim ama önce
yedi kat gök
yedi kat mavi
bulutu da var güneşi de
canım
bugün sen gideli üç yüz altmış beş gün
üç yüz altmış beş gündür demir bir tarakla
taranmıyor tenin
üç yüz altmış beş gündür gelmiyor
oğul geliyor işte dediğin
Kralın soytarısıyım ben
Gece gündüz kendimi paralıyorum
Bakan oluyorum bakıyorum
Trenler geçiyor Afyondan
Vekil oluyorum
Şekil oluyorum
Aşkın ölüm olup aktığı
Bir coğrafyada
Dicle bulanır
Ceyhun utanır kendinden
Ve porsuk ırmağı
Deşifre olur, potansiyel suçlu bulunur
bir çocuğun gözlerindeki dehşeti
kaç milyon oyuncakla savarsın
ya minik yüreğinde
anasız kalmanın on şiddetindeki depremi
hangi çelik dayanır kekoların
Önce ıraktı
Çok yakındı
Çok uzaktı
Toplandı
Bölündü
Çıkartıldı
yaşamın ağır geldiği anlar
ince bir çizgi kalır ölüm
cılız bir adım
beynini kemiren paslı bir çark
korkunç bir girdap yüreğinde
asya’da yanıyor bir yanım
rio’da asi bir nehir
zakkum ve zehir
umut denen şey bizde
sen şimdi hangi Eylül’den kopup
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!