Özgür Olamamanın Gökyüzü Şiiri - Ömer Ulu

Ömer Ulu
69

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Özgür Olamamanın Gökyüzü

Niye musluğu kısılmış çeşmeler gibi adeta sızdırır yürek
Bir şelale zincirlerini koparıp koşarken gönlün kelepçelerine
Hep ağırdan alma zorunluluğu okunur yüzlerin diplerinde
Neden sağır duvar olur herşeyi konuşan dudaklar
Kesilir sevgiye giden yolcuların zaten kısık olan ayak sesleri
Bir numara olmaktan vazgeçip,sevgiyi haykırmak, koşup sarılmak yerine
Neden mezar kazıcısı oluruz yeni başlangıç ve aşkların
Böyle anlardan sonra bir goncadan iki ceset,iki enkaz yaratmanın
Küskün kederi sarar mor salkımlı söğütleri
İşte böyle zamanlarda hiçbirşey yerini alamaz
Çelik eldiven gibi hayatı esir eden derin boşluğun

Yaşanmamışlığın heykeli dikilir güllerin dikileceği dudaklara
Herkes kendi içinden taşır pişmanlığın ağır taşlarını
Ayrılığına katlanılır aşkın,terkedilmekte anlaşılabilir belki
Ama uzatılan güllere dokunamamanın yarım kalmışlığı
Çöktürmezmi karanlığı hayatın ümitleri kırılmış omuzlarına
Bir kızgın ateş döşenmez mi duygularını manasızlıkla örten
Bir daha geri gelme ihtimali bulunmayan trenlerin rayları altına
Irgatı olmaya razı oluruz da hayatta demlenmiş kederlerin
Sürükleyicisi olmaktan korkarız kapı eşiğinde bizi bekleyen mutlulukların

Yeni bir kente varır gibi ürkek,yeni bir iklime girer gibi heyecanlı
Kelimeler türetirdi sıradanlıkla paslanmış diller
Tenin çağrısına kulak verebilseydi düşünceler ve kollar
Açılıp koşardı kamaşmaya hazır duyguların peşinden
Mutluluğu hissetmenin şiddetiyle sarsılırdı dokunma isteği
Anaların kucaklandığı gibi kucaklansaydı en masum itiraflar
İki bedenden bir kişi,iki gönülden bir aşk doğardı
Bilerek gülümseyen dudaklar bırakabilseydik
Aldığımız davetlerin ilk'lerininin aydınlık pencerelerine
Hatta tüm kaygıları bırakıp koşup dudaklarından öpebilseydik
O ilk'leri cesaretle söyleyen gönüllerin

İşte bu ikiyüzlülük çileden çıkarır,dondurur kanımı
Hayatın katlanılmak zorunda olunan benliği
İsyana dönüşür hayatın dingin maviliği
Zaman da çalar nefretin istenmeyen duvar saati
Toplasak başlamadan biten aşkların ayrılık defterlerini
Koysak evlerin yorgun ve kederli raflarına
Oluşurdu sevginin yüz sürdüğü dünyanın en büyük kütüphanesi

Aşkın kendine has yolu vardır,çoklarının çoğunu bilmediği
Ama herkesin en az bir defa karşılaştığı,bir defa öğrendiği
Özgür olamamanın gökyüzünde sönük durur o yıldızı.

Ömer Ulu
Kayıt Tarihi : 3.9.2006 23:16:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ömer Ulu