ÖĞRETMENİM
Seni öyle sevdim, öyle sevdim ki!
Bilmedim batan acılarımı, görmedim göz yaşlarımı.
Tutamadım feryadımı, ağladım yıllar yılı.
O söyleyemediğim seni, seni senden çok sevdiğimi.
KÜL
Elimde sımsıcak çay, en demli kıvamından hayatın.
İçim kavruluyor, yanıyor sere serpe kızgın kumlarda.
Yüreğimin Kudüs’ünde üflüyorlar bir dolu sızı.
Çanlar, çanlar çalar beynimde.
SON SEFER
Şu an elimde duruyor
Tam düşündüğüm, tam da istediğim gibi.
Sımsıcak, taptaze.
Hayatın içinden demlenen,
TAMAMEN
Yok öyle yaban gibi durmak,
Hayır deme hemen, dur dinle.
Senin sayılır birazda tüm bunlar.
Sana açıyor gül kırmızı,
TEK VE ÇİFT
Tek kişilik bir hayat oyunuydu benimki.
Kırık, incinmiş biraz da belki.
Gönlümün ordusu indirirken bedenime kanlı darbesini,
Sen çıkageldin, girdin hayatıma.
ELBET
Hep böyle ayrı düşecek değiliz ya birbirimizden.
Hep bu denli uzak, bu denli hasret kalmayacağız.
Gün gelecek, güneş görecek bizim de yüzümüz.
Umut olacak iklimimiz, her mevsim bahar.
NE GELİRSE SENDEN GELSİN
Ciğerim yanıyor, ne büyük acı.
Tabibi sensin, sende ilacı.
Verildiyse Azrail’e ölüm fermanı,
Sen sapla hançeri, ölüm de olsa senden gelsin.
YAŞADIKÇA
Yaşadıkça öğrendim birçok gerçeği.
Yaşadıkça öğrendim, yaşamaya değer ne varsa.
Ve ben her seni öğrendikçe,
Yaşadığıma sevindim, mutlu oldum çok zaman.
YOKLUĞUN ÇOK ZOR
Ve sen öldün!
Ben hiç bu kadar yalnız kalmamıştım.
Çiçeklere su verdiğim vakit,
Onlar bana sordular.
SONUM OLURDU
Sesini duysam ürperirdi içim.
Gördükçe seni gözlerim dolardı.
Ben ne zaman seni sil baştan sevsem,
Üşenmez, içimde daha da çok büyürdün.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!