Açılmış bir masa sızlanıyor masada
Kuru ekmek ayaklanmış susuyor açlık
Aklı karıştırıyor evin hanımı. Tencere ve kepçe
Denkleminde
Tencere kaynarken akan su us ise
Us karıştırırken su kaç paradır
susma yoksa açmaz çiçekler aşkına
gök yırtılınca aç bir çocuk olursun
bağırsan sesin kuş olup vurulur
kuşatılınca ufkun
su alır umutla salınan salın
sararan yapraklar yüreğime düşmüştü
bakışlarım incinmiş adım unutulmuştu
masalları biriktirdim dinlemeden ninemi
mezesiz içtim bir varmış acılarımı
yangın kaçağı bir gecedir
dağların üstüne karanlık çöker
yitirir bütün gözler
en heybetli dağın
en bilinen izini bile
bir inkarın tutuşması
tenin
parmak uçlarına
ince bir nakış
tövben
korkunun coğrafyasında geziniyorum
elimde kalansa yüzüme çarpılan aşklar yalnızca
nicedir demleniyorum yusuf ‘un kuyusunda
katran olmuş acılarımla
arabesk çaresizlikleri biriktiriyorum ceplerimde
sen gülünce içimde bir kız çocuğu güler
seni seven mahcup adam ince ince kanar
kirpiklerini cüzdanımdaki fotoğrafına sorarım
ellerin hain başka ellerin sıcaklığını bilen
annemin çiçekleri vazoda hüzün
kırlangıç dökümü
bir yüzün
bir yüzün
bakkal defteri kapaklı
kirpikleri kirpiklerime kadar uzayan kadın
karşı kıyıda
dalından koparılamamış bir gül kokar
yanık bir yunanca şarkı
kopar gülen yüzünden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!