Gül ile söyleşi..
Sana sade bir çiçek olarak baktım bu defa.
Kainatın Efendisi ile olan aziz bağ ipini yukarı kaldırıp,
kurduğunuz kutlu çadırın içine dalmak istedim.
Kişilerin, kendi his ve düşüncesine göre
birilerini ya da sevdiklerini değiştirme çabaları…
Şunu yapmalısın.
Bunu kesinlikle yapmamalısın.
Bu böyle olmaz, şu şöyle gitmez…
Gemideydik…
Güvendeydik…
İndik! ..
Sonra yine bindik
Fakat, nefsin bineklerine! ..
Uzun bir mühlet inmedik,
Bülbül gidince gülden
Gül inince özünden
Toprağa yağmur gelmiş,
Artık gidilmesi güç yerden.
Gül kapamış özünü,
Yüreğim tertemiz bir nehir olup gözlerine aksa,
duygularına pul takmasına izin verir misin arkadaşım..
sözlerim kulağına gelen bir sevda elçisi olsa,
gönül dünyanın atmosferinde onlara da yer verir misin..
Seni hatırlamak pahasına her şeyi unutmayı ister..
Sonra Seni hatırlamanın mutluluğunu;
her şeyi Senin için Severek paylaşmayı isterdim
Herkes güven kuyusu, bir tek O olur kuyunun yükselen suyu…
Kimin söz ipine güvendiyse, kendisini bir kör kuyuda bulurdu…
Neredeydi gözleri, neden görmez ve göstermezdi kendini…
Kuyu neden kör olurdu…
İçimin daraldığı, canımın darıldığı mevsim...
Semâya bakarım…
Gizlenmiştir güzelim güneş, gri bulutların ardına..
Bir mevsimdir içimde yaşayan, adını koyamadığım..
Derin bakışlar eşiğinde gördüğüm manzarada,
... ve bir sabah îdam edilmişti sevgim!
Hangi hakimin kırık kalemiydi bu!
Ağlamıştı hücrelerim;
hücrelerinde...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!