Hayatın akık damından,damladım ulak sana,
Seyir ettim,hafızamı kazımaya çalışarak,
Çekip alan söylesin,
Dudaklarını,gözlerini,aşkını....
İstemiyorum belirsiz yalnızlık unsuru,
Bu lanet hayatı....
Yenilmişliğin katran karasını silemeyecek,
Yalnız yıldızlardan,yüzüme düşen puslu aydınlık,
Sana yenik nicelerinden oldum,
Nereye baksam,içim üşüyor,
Nerede kalsam seni sararım kendime inat....
Acımdan damıttığım hayat,ne kadar korur kendini?
Kaç yıl geçti aramızdan?
kaç vücut girdi?
kaçı iz bıraktı,kaçı silindi?
Hangisi seni benim gibi hem sevdi,hem terketti......? ?
Kendine kusan bir çölün kumu yalnızlığın,
Simsiyah bir güvercinin,ayağındaki kayıp haberisin...
Kader denilen suyun,dibindeki gönlüne,
Bir yeni yaşamışlık daha ekliyorsun,
Çelik gövdeli beyninde,yeni demler demliyorsun....
Geçmişi kendinden yüzülü,yenik savaşlarım,
Üzerimde,zırhımın ihtiyar ağırlığı,
İçimde son zaferin yanığı....
Senden kalan,
Dolapta ve bende,kocaman bir boşluk,
Ağlayan duvarların,rezil vardiyası günlerim,
Yüzüm;
Sahipsizliğin salt tozu,
Buram buram terlemekte,
Taştan yatağında kendinden umutsuz bedenim,
Dibe çöküm mevsimi,pusuda beklemekte....
Devrik bir yolun, daralmış darağacıydı düşlerim,
Saklı haritası önayaktı, sebepsiz idamlara....
Tenime gömük,bir yaşlı cep saati varlığın,
Sonu durdu,ilk mutluluk çalışında….
Bundan gayrı;
Uzaklığında gözlerinin,saklı kaldı siyahım,
Yaşanmamış öykülerin,toplu intaharı,
Sonunda yolların....
Şu hayat çıkmazında,yankılanan çığlıksız duruşumdur,
Sapkın tutsaklığım yansımalı,
İçindeki kırık aynada....
Şekilsiz bir buzun,damlatarak kendini,
Keskin sarkıta dönüşmesi gibi,
İçimi dondurup,birikiyorum sana....
Sırtımı dönüyorum,yalanlara,düzenbazlara,
Tüm sahtekarlığıyla yavaşlatılan hayalkırıklığına,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!