kaşların acılar çizer gök mavisi eşkiyam
vurulursun el kapılarında
rüzgar okşar baharı gözlerinde
yağmur olur her akşamın
bulut ağırlığı çeker seni seni gülüşün içinde
gün doğuşuyla gelir ellerin yürek kapısına
geceye karanlik düsünce
kalkar kanatsiz umut
avuclarima bir damla su düsünce
Icinde acilarla canli
eylül iklimi askida dargecit
eski bir bicakla bekliyordu
veda treni kalkiyor birazdan
kimsesiz cocuk oynuyor ciceksiz
toprak neminde bahar havassi
tozlu vedalar gidenleri getirmez
gülüslerin küsmüs yagmura
yaprak yalnizliginda ellerim
Biri seni yolladi aklimda gecen zamana
Boz kirlarin kanatlarinda harmanlandim
Gökyüzünü parcalayan nehirlerin
Kiyilarina vuran öfkesiyle
Sehri icerde kusatmis
Zavali suskun köprüler
GÜVERCIN GÖZLÜ COCUKLAR
namlu ucunda bakan bir kan damlasi
damlar
gözleri hep yalan icinde
savaslarin
dogarken
Hep o şehirde geçtimde
duvarlar döner yüzüme
parçalanmış gözde kalan soğuk bakışlar
geldiği gibi gider duvar gölgelerine
mavi kırmızı beyaz renkli trenlerle
soğuk yüzlü bakışların
gözlerinde
Esince hasret saçlarında tel tel olur akşamlarım
yanarım sabaha sürgün kalır masamda
Yıllar usumda gizli sürüklenir çatışmaların külünde
Rüzgar beni bırakır geride
Bahar akşamlarımda ölü doğarım
Dağlara sipersiz baktığımda
Günler yitik bir kent olur kayıp limanlarda
Kurşun şarap renginde vurulmuştu yıldızsız gecelerde
Yorgun geçerdi gemiciler deniz feneriyle
ağlardık su sesinde onlara bakınca gözlerimiz
Çoğalırdık göllere dökülürcesine
Işıklar söndü
karanlığın soğuk bakışları içinde
dolaştım gözlerimle sensiz duvarın gölgesinde
ellerimle okşadım yalnızlığımı
kapandı kapılar geceye hüzünlü
teypte sıla türküleri yüreklerde ayrılık
Sılada çekiyorsun özlemi
nefes nefes
parça parça
yanar ağzın yudumlarken çayı
sevdiklerini anılarıyla andığın an
gözlerin yaşlanır
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!