Merhaba Dostlar,
Sizlerle birlikteyim, çünkü sizin gibileri seviyorum. Hani şu meşhur “gönüller bir olsun” sözü vardır ya, o hesap işte.
Tüm ince ruhlu duygu insanlarını buradan selamlıyorum. Sevgi ve güzellikler sizlerle olsun.
Sırların kara çamur rengiyle,
Kaplı biliyordun şimdiye dek hep beni,
Fazla konuşamıyordum, Çünkü..
Çünkü gücüm dayanağım yoktu.
Rüzgar, yağmur, köpek sesleri,
Ay düşse önümüze bir huzme,
Raks’ına insek, bir yudumluğuna kalbin,
Uçuşlarımız kandilli, bakışlarsa fistanlı,
Mayhoş kenarlarında bir tur,
Gaipsiz okyanus çizgisi gibi,
Pırlanta sadeliğinde aşkın.
Kim demiş haykıracak bir ses, yutkunmaca yok diye,
Miyadı dolmayacak şarkılar var hemde tomarca,
Ne kadar dilersen, desen desen göstereyim istersen,
Sindiğim boş banklar bir sıra, sanki ekmek teknesi,
Tekme atılacak boş kutular hala var bak sokaklarda,
Soğuk gecelerde dolaşmaca çöp karıştıran köpeklerle.
Kar çiçeğim, nede yakışırdı sana eflatun etek.
Savrulurdu ardında dağılırdı petek petek,
Permalı saçlarınla, iri şaşkın gözlerin,
Raks ederdi uyumlu, beni yakan sözlerin.
Şimdilerde çiçek açmış ayva ağaçları,
Can konaklarıma uzanan nefesin vardı ılık,
Kehribar gibi kalıcı, sarı dut tadında bir buram,
Ak sevdalar vardı yüzünde, manolyalara benzeyen,
Üflüyordun göz nurundaki bakışı en renklisinden.
Gölbaşı kahkahaları, lunapark çığlıklarına,
Göç dalgası vurmuş bir kere son kez bakışlarıma,
Yol tutmuş kervanlar, ırgat olmuş yürek,
Kendir sarılmış sıcak duygu, canocağımdaki gam,
Sokulgan zaman sarmış, kır düşürmüş saçlara.
Palavra zaman, palavradan kopça sevgi,
Seni çekiyorum içime,
Hasret ocağından ayrılmış,
Hikayen oluyorum cıvıl renkli,
Simanda ışık, bir yumak oluyorum içinde,
Samanyolu şarkısı kokan.
Çilekleri var kulaklarımda ses hecelerinin,
Melodisinde dans eden destansı serinliği,
Gelir öper yanaklarından bu serseri aşkın,
Düşlerimde kirpiklerimle topladığım,
Gözyaşlarınla oyun olurum inceden,
Kar yağar don olur yüreğimde,
Yolu çakıllıydı hani, ağaçlar altından,
Geçilerek ulaşılırdı kendisine,
Hani bacakları gıcırdayan,
Kocaman romantik görünümü,
Tahta sandalyeli, ahşap masaları vardı
Avuçlarıma koyar mısın,
İki tane pirinç, bir damlada su,
Güneşi bulamazsam,
Gözlerimdeki son ferden,
Yol direklerindeki ışıktan veririm onlara,
İç çekişlerimden hava, kirpiklerimden toprak,
-
Sude Toprak
-
Hicran Güngören
-
Seval Tan
Tüm YorumlarDürüst ve sıcak, delikanlı dost. Sizi burada bulmak ne güzel. Sevgi ve saygım sizindir...
Duygu ve kalite kokan şiirleriyle bir değer kılıyor bu sayfalarda. Hassas çizgileriyle resmediyor sevgiyi ve aşkı. Keşke daha çok şiiriniz olabilseydi. Mutlu bir ömür diliyorum size. Saygılarımla.
Son derece kaliteli ve sıklıkla okuduğum bir kalemsiniz. İnsanları sıkmayan hatta şaşırtan ve duyguları depreştiren olgularınız takdire şayan nitelikte. Gönülden kutluyorum sizi. Daim ve esen kalınız.