Köye gideceğim bugün,
Hiç mi hiç yoktan, gitmek,
Zor işte, çok zor.
Hele eşimden, oğlumdan ayrılmak,
Onları yapa yalnız bırakmak,
Zor işte, çok zor.
Sen kızgın bir güneş misali,
Ben de çok üşümüş bir çiçek,
Sen hep beni ısıtır mısın?
Sen çok soğuk su misali,
Ben de sıcaktan solmuş bir gül,
Her şeyden önce eşref-i mahlûkuz,
Ruh ve aklımızla da değil yalnız,
Her şeyimizle hayvandan farklıyız,
İnsan gibi de yaşamak isteriz.
Sen inip Levh-i mahfuzdan,
Canım güzel peygamberim.
Geldin cennet-i âlâdan,
Canım güzel peygamberim.
Titredi yer, gök o anda,
Ben sevdalıyım güzel olan her şeye,
Peygamberimiz de güzel değil miydi?
Daha önce yönetilirdik Kuran’la,
İslam nizamı çok güzel değil miydi?
Mecnun da hep sevdalıydı Leyla’sına,
Bak gönül yine sılayı arzular,
Çöllerde susuz kalmış mecnun gibi.
Düşmüş gurbet ellere yanar, döner,
Şu garip gönlüme od düşmüş gibi.
Yolculuk ister uzaya, yıldıza,
Hey insan ölüme çare buldun mu?
Ölmeyip yaşayanı hiç gördün mü?
Kefenden başka mal götüren oldu mu?
Dünyanın malı seni kurtarır mı?
Maddeyle dünyada bâki kalınmaz,
Çıktım Everest tepesine,
Seyreyledim dünyayı âlemi,
Aklıma sadık ne bir rejim,
Ne de bir dost millet,
Bulamadım.
Şöyle bir baktım,
Yaşantım anlamsızlaşır seni görmsem,
Nidem dünya benim olmuş sen olmayınca.
Tat alamam hergün şeker, kaymak, bal yesem,
Bağındaki goca ayvadan tatmayınca.
Ne kıymeti var yüzsükler taksam eline,
Hep çalışsam,
Anlımda boncuk boncuk,
Terler oluncaya dek.
İşaret parmağımla akıtsam,
Topraklara dek.
Sabahları ezanla uyansam,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!