Filvak-i bazı zaman galeyana koşar gailesi ozanın,
Ve daim kalemi omuzlar yükünü biçare gözyaşlarının,
Umut ki mumla aratır kendini,hurdahaş kirpiklerinde insanın,
Kıssamdan hisse al oğul, lakin masal değil gerçektir anlattıklarım.
Aşk denen o kahpa melun baba bizim gibi garipleri de bıraktı yetim,
Bundan gayrı gönül gönül müdür yoksa özgür müdür orası Allah Kerim,
Tan vaktine kadar yaşadıklarımı paylaşacak kelimeler bulmaktır asıl derdim,
Ciğerim beş para etmez bilirim fakat vehme kapılmamdandır durgun suretim.
Bu nacizane vecize aslında Huda'nın bana bahşettiği bir vecibe,
İş benden geçti,sevabı da kalemimin boynunadır vebali de,
Bu duyduğun vaveyla aslında bir vedadan gitmez ileri değil,
Aslında her işittiğin veda, etmez ki elde bir elveda değil...
Büyük arzumdur göçüp gitsemde toprağa payidar olmak mısralarda,
Asıl üzülmeye nedenim sana verdiğim payenin unutulması her daim kulaklarında,
Beni aşık yetiştirirdi babam lakin kalmadı bende sevda,hasreti çeke çeke.
Gönül bağlarımda ağlar bir dizi gam,elini tutsam yeter de artar bile.
Sukunet bulunmuyor yüreğimde bizzat süfli belledim nağmını ilimde,
Breh gel tashih et duygularını; gör avareyi,tüy bitti dilimde,
Terkedilmekten kork aciz sevgili(!) vefasızımdır acımam yeminle,
Rüzgarını uzak tut ki kırılmasın şevkim,bu sefer asla dönmem geriye.
Senin için vazgeçtim Güneşinden gönlümün,beni rusva eyleme,
Belki delikanlılık çağındayım ömrümün lakin kefilim suretime,
Gün gelir biter bu gözyaşı savaşı der,sığınırım mısralarımın ehline,
Nihayet bu nihai nida da nezih kalır,nice nisai duygular bilinmese bile...
Kayıt Tarihi : 5.10.2008 00:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!