Sığmadı mizah bendine
Sorular sordu; dendi ne?
Yitip gideni kendine
Geldirirdi Kemal Sunal
Şiar kucaklar ağları
Gelen bizim günümüz
Coşalım bir dostlarım
Aydınlıktır önümüz
Koşalım bir dostlarım! ...
Nakarat:
İnsanlık gemisi batıyor suya
Haydi bire DURMA zamanı değil
Ateş sardı baca, dalma uykuya
Boşa hayal KURMA zamanı değil
Nakarat: Feryat ediyorum duyun sesimi
Hep haykırdın, işin yoktur oflarda
Rüya, masal koşturmadın Kaflarda
Mazlumların yanında en ön saflarda
Çağın Pir Sultan Ozanı Şah Turna
Direnen Kadın yazanı Şah Turna
Hans'ın finosu transit geçerken
Memo, Ali vize BEKLER Gümrükte!
Kuşlar kanat açar, Özgür uçarken
Gül yaralı, Umut TEKLER Gümrükte...
Ellerin çobanı, dağ taşı deler
Umut naçar kalmasın
Bulut hudut olmasın
Hoyrat gülüm yolmasın
Sevdayla DERİN Beni! ...
Nakarat: Göze perde germeyin
Ne zaman gurbet üzerine bir ezgi dinlesem; ne zaman ayrılık temasına bir eser yazsam, yüregimde fırtınalar kopar. Evet sevgili dostlar, kültür-sanat-edebiyat yaşamını göçmen olarak sürdürmek zorunda kalan bir ‘gurbet kuşu’olarak, hep ayrılık acısıyla şakıdım durdum,‘yaralı Turna’lar misali... Kimisi ekonomik, kimisi sosyal nedenlerden dolayı göç ettiler, yabancısı oldukları yaban ellere....
Kimimiz de, yaşanası bir memleket ve insanlığın boy verdiği bir dünya mücadelesinden dolayı diyarı gurbetleri boylamak zorunda bırakıldık! Dahası ‘sevgi, kardeşlik ve paylaşım’ gülleri nin katmer açtığı; dostluk ve barış bağımızda, memleket sevgi siyle, dostça ve insanca yaşamda özgürce şakımak istedik gök yüzünde korkusuzca uçan kuşlar gibi. Ama, heyhat kafese tıktılar dünyanın egemenleri! Evrende havayı bile parsellediler adeta. ‘Sevgi, dostluk ve kardeşlik kuşları’ uçmasın diye! Ama, boşunadır bu paslı kafesler! İnsanlığın sevgi, esenlik ve kardeşlik ateşini kimse söndüre
mez! O ateş, ‘yakanı da’ yakar! Güzel bir halk değimi var: Biri yer, biri bakar; kıyamet ondan kopar!
Ayrılık üzerine bir şiir yazdığımda, sazın perdelerinde, sesin nağmelerinde besteye döktüğümde notalar uçuşur, alır beni götürür doğduğum yerlere. Bendine sığmaz; sel olur akar nehirlere!
Dalar giderim, Özlemden yaralarımı dalayarak! Ayrılık, hasret şarkılarımı sulayarak! ...
Ömrü kurban etti, bayramsız geçti
Bir gün görmedi ki ‘Bayramsız Bayram’
Gözyaşından ‘kadeh etti’, el içti…
Bir set örmedi ki ’Bayramsız Bayram’
Eller bayram etti, Bayram postundan
Anadolu’dan beslenir
Ovadan dağa yaslanır
Bütün dünya’ya seslenir
TANIKTIR Türkülerimiz!
Barış türküsünün dili
Yolcuya yol oldum, dertli güldürdüm
Hep ağlamak düştü payıma benim!
Elem çektim, acıları öldürdüm...
Vefasız gelmedi hayıma benim!
Göz yaşım sel ettim, başım sal yaptım
TEĞET
Herkes kırılamaz
Bazen ipince dal olmak gerekir
kırılmak için
Ama dünya kütüklerin
Ağlayamaz herkes
Ağlayabilecek kadar büyümek gerekir
Dünya ise küçüklerin
Sevemez herkes
Bir orman olmak gerekir sevmek için
Bak ki dünya çöllerin
Ve vakur ...
Asrin Kadin Ozani, Asik SahTurna üstadimizi bu güzel siirinden dolayi da cani gönülden tebrik ederim. Ayrica lütfedip Radyomuz Yaylacik'ta Telefonla canli yayinda yaptigimiz Söyleyisi ve yalin olarak okudugu iki güzel siirinden dolayida Cani gönülden kendisine tesekkür ederiz. Ayrica üstadimiz Gazet ...
renkli felsefi yazılarını, özgün bestelerini ve güzel şiirlerini severek takip ettiğim sevgili Ozan ŞİAR Ağdaşan ustayı İnsanlık adlı müzik albümü ve bir çok makale yazı dergi kitaplarından tanıyorum.
Tv de proğramını izlemiştim degerli kadın aşık Şah Turna (ŞAHTURNA) ile güzel bir müzik ve ed ...