Beyazım hiç bu kadar beyaz olmamıştı
Bu kadar saf ve temiz
Başlarda o kadar beyazdı ki her şey
Bütün ışıklardan daha güçlü
Ve en az yıldızlar kadar parlak
Bilemezdin zamanla her şeyin kararacağını
Hoşgeldin sergime
Burada her bir tabloda bulabilirsin kendini
İçindeki kibri, nefreti veya sevgiyi,
Bulabilirsin kötüyü ve iyiyi,
Karanlıkta ki huzuru ya da aydınlıkta loş umudu
Bu sıradan bir dünya
Sıradan bir hayat
Herkes nasıl yapıyorsa
Dayanabilirim ben de
Göğüs gerebilirim acılara;
Dün için ağlamaktansa...
Hayat bütün acımasızlığıyla üzerime gelirken
Duymak istediğim o umut dolu kelimeler yok
Kayıp o görmek istediğim o umut dolu günler
Soluk gençliğim, garipliğinde geçen zamanın,
Ve titrek ellerim, yorgunluğunda yaşamın...
Bitişidir yağmurun açışı güneşin
Ve gözlerine bakamıyorum puslu havadan
Gözlerin başlangıcı olan güneşimin
Ve sonradan bitişi olan umudumun
Başı ve sonu olan mutluluğumun
Siyah saçların benim için karanlık
Benim olmadan onlara dokunamadan
Güneşi kapatan bulutlar gibi
Ama güneşten daha parlak olan
Ve kaybolmuşluğum gözlerin
Dünyanın karanlığında soluyor
Cennetin çiçekleri
Ve hayatın tutukluluğunda
Tutuklu kalıyor aşklar
Yerini alıyor takıntılar
Ve yanlızlık
Bozkırda doğdum,
Bir Haziran sabahı ertesi
Çocukluğumda gölgelerdi oyuncaklarım
Büyüdükçe maviyi aradım:
Eskişehir'in dumanlı yükseltilerinde,
Bulutsuz gri gökyüzünde...
Ne yöne doğru gittiğimi bilmeden
Sürdürüyorum hayatımı;
Başını ve sonunu önemseden.
Herşeyi şansa bırakıyorum
Peşinden koşmuyorum
Çünkü yoruldum
Bir demet çiçek
Bir demet mutluluk
Bir demet mutluluk ise
Benim için sensin
Ve sen;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!