Senin sevdiğin gibi
Gittim, bu sefer
Kendi içime, çok uzağa
Dönmemek üzere bir daha
Binip bir şeylere
Bu nedensizliğin ortasında ne işim var benim
Bu ışıklar bana daha ne kadar yardım eder
Hepsi birer kandil değil mi
Yokluğum ben miyim yoksa
Tek gerçeğimiz de mi yalan bir karanlıktan ibaret?
Yoksa...
Ve yağmur düştü toprağa
ve ben dışarıyı izliyordum ki
Eylüldü
soğuktu gün
kalbin de bugün kadar soğuktu
artık belki de bana
Bu dökülen neydi
Gecenin parçaları mı, dudaklarından?
Her biri göğsüme saplandı
Ama hissedemiyorum soğuktan…
Mart 2013
Ayazı batsın Ankara’nın
Bendeki bir yatak dolusu
Gecesi bitmez kışlarının
Gündüzü sıfır derecede çok bulutlu
Ellerin arasında
Kafa hafif eğik
Kapalı gözler
Hafiften bir müzik
Biraz karanlık
Şimdi uzakta
Sigara kokusu terine
Ter kokun parfümüne
Parfümün tenime
Tenim tenine siniyor yavaşça
Sevgin büyüyor kokunda
Kokunda büyüyorum ben
Kurak bir kışın ortasında
Tülden bulutlardan yağmaz kar
Güneş ısıtmaz
Rüzgar çıkmaz
Sis dağılmaz kolay kolay
Bacalardan tüten dumanlar
Soğuk değil bu ellerimi donduran
Rüzgar değil sigaramı içen
Alkol değil damarlarımda dolaşan
Sarhosluk değil başımı döndüren
Gündüz değil gecemle karışan
Gecemde bir soluk mavi ışık
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!