Gözümü boyamamış mıydın kahverengiye karşı masada yudumlarken biranı
Bir anını bile unutamam beynim durmuş bedenim titriyordu
Kulağının arkasına sözde ittiğin söz dinlemez saçların
İçkiyi içine çeken dilimin döndüğünce anlatayım
Dilimin döndüğü dudaklarında ıslak tebessüm
Sahi şimdi o sen misin kapalı gözler
Meğer ne çok seviyormuşum annemi…
O açken, ben yemek beğenmeyen inatçı bir bebek
Nasıl unutabilirim düüüt düüüt otobüs geliyor diyerek
Ağzımı açmaya çalıştığı günleri…
Öyle birden bırakılıp gidilmez insan
Çaya hasret kalıyorum, bilirsin tek başına tadı yok
Kahvaltı hazırlayacağım ama sen çok seviyorsun diye aldığım
Peynir bile seni hatırlatıyor
Yani buzdolabını açınca süt, muz, avokado, yumurta
Evinden getirdiğin erikler Allah’ım tam karşımda duruyor
8'de evdeyim anne
Tırnaklarımın arasına çok kir bulaştı ve ellerimde benzin kokusu
Meraklanma ellerimi yıkayacağım yemekten önce…
Anne aynama ne olmuş
Ellerimi göstermiyor, ya yüzümün yarısı nerde
8'de evdeyim anne
Ben içkiye yoramam yaşadıklarımızı
Kendi duygularıma haksızlık edemem ve bilincime
Bir daha asla unutmayacak kadar ayıktım
Sen siyah rengi seviyordun mesela bense kırmızı
Nietzsche ve Salome’nin bindiği
Rilke’nin, Freud’un, Andreas’ın indiği
Mirzaağa Aliyev caddesinde bir kadın yürüyor
Havada külek kadının elleri eteklerinde
Bekliyorum onu Kış otelinin önünde
Birkaç dakika bekleyiş bir ömür sürüyor
Sevgilime hediye ettiğim ruj
Herhangi bir anahtarın açabildiği
Yuvadaki dişi kuşun atasözlerine inat düşüncesiz gurbete uçabildiği
Ne fark eder gurbetteki o evin hangi odasıysa işte
Masalından az daha hayal az daha gerçek
Ayna ayna söyle bana
Spartacus daha uzun yaşasaydı gurur duyardı köle Pallas’ın
İmparatoriçe Agrippina’yla yatmasından
İnsanın yatak odasında tacının zincirini bırakmasından
Daha uzun yaşasaydı tahtına aşık Julius Caesar
Gülümserdi belki öz oğlu Neron tarafından öldürülen Agrippina’ya
Güç halkta, tahtta yoksa Brutus’de mi
Sıradan bir insan oluveriyorum
Sen yokken yanımda
Selvi boylu bir yalnızlık koynuma girip uyutmuyor geceleri
Kalp atışlarım normale dönüveriyor aniden
Tutku ve heyecan eksikliği çıkıyor kanımda
Antidepresanlar bile depresyona girmem için bir neden
Gözümü her kapatışım
Yani kalp atışım
Bozuyor tüm sessizliği
Ernesto Cortazar’ın Silence'ını dinlerken
Aklıma hep sen geliyorsun
En düşünmemem gereken hallerinle




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!