I
Varsıllar otel odalarında sevişir,
Papazlar rüyalarında.
Günahla vaftiz olur herkes
İlk aşkı bulduğunda,
Ben bir gülüm;
Aydınlık güneşle aydınlatılmış bahçede.
Şehitlerimizin kanıdır,
Beslendiğim su!
Ondandır gururum!
Ondadır haklılığım!
UĞURLAMA
Hava ağır,bunaltıcı sıcak
Yağmur damlaları ıslatıyor,
Yeni ölmüş birinin kefenini
Ve ağırlaşıyor daha da koku
Hızlanıyor yağmur
Hata yapmayacağım
Altında olsa aşkın tacı,
Başımın üstüne çıkarmayacağım.
Pırlantalı kaftan olsa aşk,
Giymemek için sırtımda yaralar açacağım.
Işığı; pırlanta olsa gümüş mumun,
Aşkın tretuvarında
Yoksul serserilerdik.
Zamanın yokluğundandı
Şarapların dinginliği.
Çünkü sevmek,
Dört mevsim,
Küçük, küçücük bir çocuk gördüm rüyamda;
Yumak yumak elleri olan
Gözleri yaşlı, hüzünlü biri.
Puslu gözlerinin ardında bir ışıltı vardı.
Dağlanmış kalbi kor gibiydi:
Sıcak ve kızıl!
Daha büyüğünü almam lazım!
Kağıt üzerindeki hatalarımı,
İz bırakmadan örtsede
Hayatımın lekelerini
Niye aşikar edeyim?
Daha büyüğünü almam lazım...
Kavuşmak ikliminin,
Özlemek mevsiminde,
Soğuk alıp, aşık olmuştum ben.
Ve buhulu penceremde
Gözyaşların çiğ olmuştu.
Bir gün karşına çıkarsam
Okul sokağından çıkarken,
Ki elim pis olur mutlak.
Büyür gözlerin, şaşkın
Bilirim, gözlerinde büyürüm
Küçük kızlar öpüşmez!
Hele varsıllarsa hiç.
Baharın hariç
Nefesleri ferah, temiz dişler
Ama yakmış parmakları cigar...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!