Tıpkı akrep ile yelkovan gibiydi hikayemiz
ve tek istekleri saat 12ydi;
ama ne yazık ki, ne zaman baksam
hep saat ona doğruydu.
Yabancı bir ülkede, yabancı bir dille kusuyorum beyaz kağıda
Başkasının düşüncesiyle başkalaştırılmak da cabası…
Kim bilir kaç meleğe ihanettir fütursuzca tarihe şahit olmak…?
Ve kaç kutsal kitapta ayet olmuş, sürgün ve özlemin izdüşümsel rekabeti…?
Hesap vermeden kalkmak bir masadan;
Tamamlanmamış bir şiir gibiyim.
Bin bir türlü anlama gebe.
Ve sonsuz bir bilinmezlikle süslenmiş bir iç sıkıntısı...
Sana sesleniyorum
Ey sevgili...!
Bir çocuk sesi uyandırdı bütün ümitsizliklerimi
Çığlıklarla karışık bir sabah sefası!
Ardından;
’Titrek dudaklı acılar ismini söylerken.
yarınların yanağına damlıyor kalbin
Bir ince uzun yoldur ömrün
Gezginliğe emanet ettiğin
Kaç hançer yıkandı sabrının kanından
Ve kaç kent dirilir şiirlerini içerken.
Bir gece yarısı kalemim ellerimde Hotel Californiya’yı dinlerken
Zorunda mıydın beynimin en yorgun köşesine yer edinmeye?
Titrek bir mum ışığında ve ağlamaklı gözlerle şiirler yazmaya çalışırken
Zorunda mıydın kafiyelerim arasına gizlenmeye?
Titrek bir damladır sevincin
Yüzünün sararmış yapraklarında.
Ne zaman kederden taşarsa için
Şarkılar taşırsın dudaklarından
Çığlıklar büyüttüm içimdeki zindanlara
Uyanmayı bekledim hep bu karanlıktan
‘’Hem çok zor hem de çok basit’’ ne demekti be sevgili?
Ya ben seni anlayamayacak kadar bunalmışım
Ya da sen kendini anlatamayacak kadar yeteneksiz.
Aslında pek de haksız olduğun söylenemez.
Nasıl yani? Demeni de beklemiyorum zaten.
Birlikte olmamız için aşkın nasılına ihtiyacımız yok be sevgili
“Uzun bir yolculuktu seni sana anlatabilmek
Ya da bir şarkıydı hıçkırıkların:Biraz ağlamaklı,biraz naif…
Çizgisiz bir kağıda gelişi güzel çizgiler çizmekti sensizliğin
Ya da yaşlı bir yaprakta acıklı bir şiirdi düşlerin…?
Belki de hüzünlü bir neydi sözcüklerinin manası..?
Ya da kimsesizliğin içinde bir herkes olma arzusu…?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!