Öylesine değil işte günahım
Dağların yürüyeceği bir güne hamile, ahu zarım
Ateş ki çıldırmış bir halde çağırıyor, eyvah
Yedi iklime hakan eyleseler neyime bunca günah
İlahi!
Ben fani sen Bâki
Düğümler ötelerde çözülecek belli ki
Ulak yabanda, gitti gelmedi
Bülbül matem makamında susmak nedir bilmedi
Kavgam, davam ve çilem, heybemdeki üç tükenmez gecem
Bir tespih ki bu, bilgelerce birlenmiş arifler dergahında
Anladım ki bu arayış hiç bitmez dünya meydanında
Marifet ki
Yârin kapısında eşik olmak varmış
Öylesine değil işte bu kavga
Ceddim Habil’den miras bana bu dava
Köprü ki her nas geçer mi? bilinmez
O terazide bunca keşkeler hayra çekilmez
İlahi!
Ben hakir sen Zâhir
Bunca günahı nasıl temizlesin kirlettiğimiz nehir
Aşık gurbette küstü gelmedi
Yolcu yolda menzil nedir bilmedi.
Dünya, perde ve mana, üç zümrüt cevahir
Nasıl aşikâr olsun bu yüreklerle bunca zevahir
Bıçak ki kestirmedin, ateş ki yaktırmadın
Marifet ki
Yârin sunağında kurban olmak varmış
Öylesine değil işte bu sevda
Yokluk tezgahında varlık kumaşını dokudu Hüda
Öyle mukaddes ki bu şehrin haremi
Gözlerinde cihanlar gizlenmiş sevgilinin aşkıyla yanıyor
kandilleri
İlahi!
Ben üryan sen Sultan
Bahçelerde ne bahar kaldı ne de harman
Hattat yazdı divit inanmadı
Tamburlar çalındı uyuyanlar uyanmadı.
Kalem, zaman ve mekân, üç yaldızlı kaftan
Nasıl aşılır bu deniz, yanında Hızır olmadan
Mağara ki ayan etmedin, balık ki yutma dedin
Marifet ki
Bâki bir yâre yâr olmak varmış
Kayıt Tarihi : 25.3.2021 13:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!