Sevdalı gönlüme bir ışık yak da öyle git
Küs geçme önümden bir kere bak da öyle git
Aşkını inkar etme hiç kendini kandırma
Gönlünden gönlüme bir ateş yak da öyle git
Bir sen varsın kalbim içinde bir de umudum
Ayrılık zehrini içiyorum yudum yudum
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
“Git! Git! Git’me dur ne olursun!” denirdi ya bir şarkının her nakaratında…
Sanırım onun da sevdalı gönlüne dokunan, canını yakan biri vardı…
Gündüzünü geceye çevirene, hece hece haykırıyordu o da bu yüzden…
Ve bence,
Onurlu bir çıplaklıktı ondaki, çünkü yüreğini olduğu gibi gözler önüne sermiş ve hiç çekinmemişti bunu yapmaktan…
“Gönlünden gönlüme bir ateş yakta öyle git”
Daha ne söylenebilir, buna gerek var mı ki?
Yaktılar ve gittiler…
Yine, çok güzeldi…
Yüreğinize sağlık… Ömrünüze, gönlünüze bereket…
Nicelerine inşaAllah…
Saygımla…
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta