“Memleket mi, yıldızlar mı, gençliğim mi daha uzak’’,
Uzak olan, aşka hayat adamak…, uzak olan, -dünyanın en uzak yeri-, sana olan bir adım uzağım…Ben “uzak adım” olarak kaldım.
“Kayınların arasında bir pencere, sarı sıcak, ne ölümden korkmak ayıp, ne de düşünmek ölümü”
Kafam her karıştığında, her çıkmaza girdiğimi düşündüğümde, her, “artık çok geç” dediğimde kendime, nedeni sendin. O; bana uzak aşka yakın, aciz, ama elinde bir şey yoktu senin…Yükledin memleket sevdalarını omzuna ve gittin..
Acılardan sonra yepyeniydi duygular, her şey ama her şey...Aşkı yazmayı öğrendiğim zamanlardı,. Aşk türlü halleriyle kalbimi deniyordu, sevmek yalnız başıma yaptığım, akıl almaz bir yolculuğun heyecanı gibiydi...
Sevmek, acılarla sevmek, yaralarla sevmek olmuştu. Ben sadece acı çekmeyelim istemiştim. Sevdim, vazgeçecek kadar cesur bile değildi kalbim,
ama inançlıydım. İçimde bir şey beni olması gerekenin ayrılık olduğuna inandırmıştı. Evet o anda doğru olan buydu.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Hanımefendi
Finali enfes, çok güzel bir anlatımdı. Tebrik ederim. Gönül sayfamdan 10
Öyle bir gittin ki ardına bile bakmadın belki baksan gidemezdin.
Bildiğin için, geri dönüş yok dedin belki de…Öyle bir gittin ki, yıllardır yüzümü dönmedim sana yaşadım hep ite kaka kimi zaman onursuz,çoğu zaman yalancı bir dünyada…
Hoşçakal sevdiğim hiç terk edemediğim…
Bitimsiz saygılarımla...
Âlimoğlu
Bu şiir ile ilgili 11 tane yorum bulunmakta