Öyle bir gel ki,
Mermer zemin üstünde kavis çizerek ayak izlerin,
Şeytana bağışlanmış acelenin huzuruyla.
Koşar adım,
Boynun da hissederek nabzın kuvvetini.
Öyle bir gel ki,
Yüzümdeki hazanın son kurbanı olsun yaşlarım.
Sonbaharın son gününe güneş getir,
Eş getir gönlüme kendini.
Öyle bir gel ki,
Ateşin izini taşıyan kül sıcaklığıyla,
Yaprakları toplayan tırmığın, toprakta bıraktığı iz kadar kalıcı
Haykırışın tizliği kadar acı.
Ve öyle bir gel ki,
Şehrin yitikliğini rüzgara savurarak,
Kucak açarak hiç gelmeyen güzel günlere.
Sırtlanarak gülüşleri,
Ve teperek kaygıların kaygısızlığını uzağa.
Ve, ve öyle bir gel ki,
Her benim diyen utansın benliğinden
Hiçbir yiğidin harcı olmayan adımlarla,
Adınla gel bana,
Telaffuzunda özlemlerin dindiği adınla.
Kayıt Tarihi : 2.10.2012 21:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!