sürükleniyoruz çağıldayarak
uçurumlarından uçurumlarına
aynı anadolu büyüttü bizi bağrında
ey ıstanbullu gelin
kızlı oğlanlı
aynı topraklarda
aynı sevdayla
içimizde sonsuz bi özlem sonsuzluğa
aşığız tapınıyor tapıyoruz ayrı ayrı
aynı cesur/güzelle
aynı kemal/nihana...
aynı baba aynı ana ayrı ayrı
belledi fıtratımızı
boğulurken üç taraftan denizlerde
devrim aşkımız aynı denizi doğurdu
duvaksız gelinciklerimizin izi
kanında gizli
ayrı kıskanç pespaye bakışlar devrinde
yenildi devrim düşmanına aynı aşkla
ördü ayna duvarlarına içli paylaşılmazı
ince ince nakışladı nurladı
üfürdü dudaklar cam fanusun ardına
kavuşulamazımız bile aynı
ayrı senaristler yazıyor aynı hikayeyi
durmadan sürülüyoruz aynen
çağlardan çağlara
öyle kara bir sevdaydı ki...
ya içinden çıkılmaz cennet bi mutluluk içeride
ya dışında sade özgür ve mutsuz,
öldük aynı ölümü karşı çıktık sabahlara.
Habibe Merih AtalayKayıt Tarihi : 21.4.2017 13:52:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
21.04.2017 13.22 Toros/Ant. "Mutluluk etrafı camdan duvarlarla çevrili bir bahçedir: Ne girişi vardır, ne de çıkışı." Margaret Atwood
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!