Öyle ateş gibi bakma... Şiiri - Yorumlar

Zafer Zengin Etnika
1608

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

büyük zamanın içinde geçip gidenlerin düşüncesi ve korkularıyla soldu rüzgarlar. artık çiçeklerin hepsi ağaçlar gibi büyümeli, çünkü yeşil fena zehirlendi. kahverengi ve gri resimleri yaz ortası ve sonunda yanarken, çatırtılarını duyuyorum. susma ve bana denizden bahset. odun ateşlerinin yakışını ve yanışını bilirim, hemen sönerler. tatlı bir uyku gelirken üstüme üstüme, babamın muhallebi, rosto ve üzümlü pilav getirdiği, ağaçların benden boylu olmadığı zamanlar gelir aklıma. karin gözlerimde bir gece bir senden gelen sesler. mavi ışıkla uca doğru yürürken ne kadar acemiyim ve ne kadar suya hasretim, hep bunu gördüm. artık etimi çiğne ve tek bir gün bile aç kalmam de.

denizi getir bana, şarap kokusunda ağzım yanarken ve ağzım acıdan daha pis kokarken, çiçek ağaçlarında dallar tutuştur dişlerime, öyle üzülme ben hemen ölmem. yanık yağ kokularından geçerken ve elimde buza dönmüş arpa suyu varken ve siyahlar giyinmiş kız denize öylece sessiz bakarken, taşları çalıp cebime koydum. karin ben hırsızım, denize yakın ne varsa saklarım dedim, biraz kum, biraz güneş, biraz çağ dalları ama karin halen tuzum yok. bana deniz getir derken yaraların zehrini alan tuzu demek istemiştim. gülme bak dışarıda bir bahar koşuyor ve gecenin bu sessizliğinde, buz tutan yollara inat ayaklarım koşuyor

bir gün gel, gece olsun ve ay uyumuş olsun

mermerin sabrıyla bir ışık yanıyor tepelerde, akdenizin kokusuyla üstüme gelen böcekler, soğan kokuları ve kovlar, tuzdan çok akıyorlar. açtım kapımı ve bağırdım, mehtap vardı, karşı kıyı karanlıkta titriyordu ve biliyordum ki, adalar denizin içinde, karadan kaçıyordu.

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta