Oylar sandığa.
Bir seçim düzeni içinde bir sandık kuruluna.
Tüm vatandaşların birlikteliğine.
Bütünlüğe.
Kelimelerin arasından bir yasa bağlar bizi.
Oyların arasından da bir iktidar.
Geçek şu ki
Bir seçim düzeni nasıl kurulduysa bir sandık kurulu nasıl oluştuysa
Vatandaşlar nasıl oy kullandıysa o şekil yaşanır.
Hak ya hakkıyla ya haksızlığı ile yerini bulur.
Nedense hep haksızlığı ile haklılığı yaşanır.
Haksızlık yaşanır.
Hak ortada kalır.
Ve o hakkı elde edip kazanmak için yaşanır.
Seçim bitmiştir ama hak ortadadır.
Demokrasi ortadadır.
Yargıda olsa seçimde olsa hak kimsede değildir.
An itibarıyla ancak ifade edebilendedir.
Düşünün.
Seçimi kazanan hep haksızlığını devam ettirir.
Hakkını kaybeden hakkını devam ettirir.
Sonuç olarak kim kazandı.
Seçim düzeninde nerede oturduysa o.
Adaylığı neyse orada.
Oyların çoğunu alan oturmaya devam eder diğerleri oturmadan adaylığını sürdürür.
Belki bir dahaki seçime belki bir ömür boyu.
Bende misal uzmanlık sınavına girdim.
Uzman oturamadım ama uzman adaylığım bitmedi hala yaşarım.
Misal olarak.
Şiir yazıp yarışma adaylığım hala sürer.
Şiir yazdıkça.
Önemli olan seçim düzeni ve sandık kurulu sonucu vatandaşların oy kullanmasıdır.
Eğer iktidar tüm devlet olanaklarını kendi menfaatine göre kullanmaktan sakınmıyorsa.
Seçim düzeni bu yöndedir.
Kazanan adayların iyi ve başarı olması bir şeyi değiştirmez.
Millette hak görülen budur.
Milletin kazancı.
Ha bu değişir mi değişmez mi adayların tavrı.
Milletin kararı belirleyecektir.
Kazanç yeni adaylar değil yeni ve çağdaş seçim düzenidir.
Seçim, düzenin çerçeve zeminidir.
Adaylar önemli değil midir?
Tabi ki adaylar önemlidir.
Ama tüm adaylar önemlidir.
Aday olmayan hiçbir vatandaş gidip oyunu kullanamaz.
Ve her aday kendine atar.
Oyunu sandığa atmadan önce ben dediği adaya tercihini bastıktan sonra oyunu sandığa atar.
Ama çağımız strateji çağı.
Okuryazarız.
Sevdiğimiz yazarla sevdiğimiz hayatımı okuruz ve gerçek aydınlığa ulaşırız.
Yoksa sevdiğimiz yazarla sevmediğimiz hayatımı okuruz.
İdeolojik olarak böyledir.
Sevdiğimiz yazarla sevmediğimiz hayatı okuruz.
Biride çıkar sevmediğimiz hayatı sevdirir.
Karşı taraftan bizi yazar.
Karşı tarafa geçmek lazım.
Karşı tarafa bir menfaat alarak değil bir fedakârlık yaparak geçmek lazımdır.
Misal ben birkaç seçimdir hep karşı tarafa oy vererek kendimi gözlemliyorum.
Bu seçim birinci turda Erdoğan’a verdim.
Erdoğan yıllardan beri başbakan ve cumhurbaşkanı olarak bizi temsil ediyor.
Tekrar adaysa birinci turda kazanmalıydı.
İkinci turda Erdoğan’a vermek benim açımdan mantıklı olmadığı gibi adaletlide değil.
Ve bu sefer birlikteliğimizin bağı Oğan ile milliyetçilik olacaktır.
Ve de ben Oğan’a bağlı değilim.
Oğan’a vermedim ama Millet Vekilliği için oyumu MHP’ye verdim.
Geçen seçim HDP’yle bağlamıştım.
Bu seçim MHP’yle bağlamış olacağım.
Çağımızın oyu satranç bende satranç oynar gibi oyumu belirliyorum.
İnancımı milliyetçiliğimi benden iyi kimse bilemeyeceği için söz konusu yapmıyorum.
Ve dinimi imanımı seçime alet edip sömürtmüyorum.
Aday gaflet içine düşebilir.
Ama asıl gaflet dini imanını atasını neslini oyunu verirken pazarlığa sunandır.
Bu şekilde düzen tutulursa bu şekilde bir düzensizliği yaşarız.
Bir daha ki seçime kadar.
Liderlerimiz bizim geçim derdimize odaklanacağına dinimizi imanımızı milliyetçiliğimizi ve atamızı abuk subuk konuşmaya devam eder.
Ben bundan mustaribim.
Bundan haber dinleyemiyorum artık.
Bir şeyleri değiştirmek istiyorum.
Sıçan gibi deliğime, benliğime hapis olmak istemiyorum.
Ve asıl gericilerimiz ilerici dediğimiz aydınlarımızda.
Ben aydınlarımızın bakış açısını değiştirmek istiyorum.
Yoksa kaybeden veya kazanan taraf yok.
Biz yıllarca aydınlarımızı kaybediyoruz.
Bir şey kazanmıyoruz.
Solda hizbimizi canavarlaştırıyoruz.
Sağda nefretimizi büyütüyoruz.
Bunu değiştirmek istiyorum.
Naki Aydoğan
Kayıt Tarihi : 21.5.2023 13:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
takım tutar gibi hareket ediyoruz, hep kaybetmek helaldir bize
esenlikle kalınız
Kutlarım sayın N. AYDOĞAN
TÜM YORUMLAR (2)