Öykülerim: Bir mahkumun son on günü (920)

İbrahim Arslan
1000

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Öykülerim: Bir mahkumun son on günü (920)

9 Aralık 2014 Ankara Numune Hastanesi...

Makinalara bağlıydı adam. Şimdilik zoraki yaşıyordu... Bir tek hayatla bağı yaşadıklarını yaşamasıydı şimdi... Kendindeydi, kah 30 yıl öncesine gidiyor kah elli yıl öncesine. Kah anası geliyordu gözlerinin önüne kah öldürdüğü karısı. Kah içtiği içki ile haşir neşir olduğu bağırdığı naraları geliyor kah düşmanları. Kah camilerde müezzinlik yılları kah açlıktan midesi yapışmışken annesi ile kız kardeşinin evin bir köşesinde kendisinden habersiz yedikleri peynirler ekmekler...

Neler neler yaşamıştın Cafer'a. A deli Cafer... Böyle sen? İlk hapse düşmesi düşmanlarından birinin kafasını canhıraş bir kavga sonucu yarmasından dı... Çocuğunun ilki doğduğunda askerdeydi... Geldiğinde nerdeyse çocuk 2 yaşına basmış Metin'de doğmuştu... Denizciydi... Şimdi bir gemideydi... Askerde bile olsa ne limanlara uğramıştı, belki dünyayı tanımıştı...

Sevdiği kızla evlendirmemişler 'Üpsüz' kızıyla evlendirmişlerdi...

Ama onu da sevmişti... Kahve çalıştırdığı yıllar geldi gözünün önüne... Bu kadının hakkı canını alarak mı ödenmeliydi. Saçını süpürge yapmış, sevmiş ve hiç yanından gitmemişti... Başkası olsa yüz kere giderdi...

Ve çocukları geldi gözünün önüne...

Hayır onlara kin duyuyordu, ama sahi niye?

İbrahim yüzünden yatmıştı son on yıl... Yusuf yüzünden...

Ve ciğerleri, böbrekleri ne varsa bitmişti... Zor nefes alıyordu, zor!

Ve gelen yoktu...

...

10 Aralık 2014

HATIRALAR bırakın yakamı... Ben bu kadar kötü müydüm?

Ben babayım... Ulan babayım ben... Ve bugün de gelen yok...

Ölüm döşeğinde ölüm sessizliği...

Bari hesap sormaya gelin be... Beni vicdanımla baş başa bırakmayın burda!!!

...

11 Aralık 2014

Ara sıra doktor, hemşireler, komutan ve askerler geliyor yanına... Birinin şöyle dediğini duyuyor...

- Ne suç işledi de bu adam bi geleni yok!!

...

12 Aralık 2014

Allah'ım şüphsiz günahlarımın ceremesini çekiyorum... Ben merttim. Ben yalancı değildim. Ben muhtaçlara verirdim... Ben seni bilirdim Allah'ım. Her ne kadar içip içip isyan etsem de sana... Yo Cafer o çocuklara baba olamadın sen. Gelmez Güllü... Kızım benim bari sen gel. En çok seni sevdim sana verdim sevgimi...

Yo yo o kız da gelmese haklı... Cezaevinden çıkınca 13 yaşında ne var ne yoktu... Evi çekip çevirdi. Ben ne yaptım içkiciler getirdim eve. içtim içtim s...m!! Ve İbrahim'i onun yüzünden az mı dövdüm. Seni dövmek istesem ki dövmezdim de o gerilirdi önüme... İbrahim durmak istemezdi içiyorum diye sen dururdun yanımda kızım. Bu yüzden de kızıyordum İbrahim'e. İmam Hatipliydi Kur'an okumasını bilmiyordu kerata...

Ah kızım bende namazımda niyazımda olayım dedim, bırakmadılar...

...

13 Aralık 2014

Hakime git , git sen de hesap sorma, seni sevdim ben. Ah İbrahim'in yüzünden öldürdüm. İyi de İbrahim bıçak taşımaz, bıçak benim elimde ben bıçakladım seniii

Anaaa ah ana ne doldurdun beni İbrahim'e karşı... Neden seni de öldürdüm Hakime. Halbuki vallahi çok sevdim senii...

( Odaya Yusuf girer)

İlk o gelmiştir yanına DELİ cafer'in... En öldürmek isteyipte, nefret edipte gelmez dediği oğlu...

Ne olur sus, ne olur sus...

- Baba bak ölüyorsun... Bizlerin hayatına ettin baba sen?

Annesizlik babasızlık çok zordu. Hep kendi keyfini düşündün... Ve konuştukça konuştu Yusuf. Öyle doluydu ki...

- Gidiyorum baba gidiyorum benim de çocuklarım var, senin yapmadığını yapıyorum, çocuklarıma gidiyorum. Ve seni kaderine terk ediyorum... Elini tuttu. Yine de hakkını helal et. Hoş hiç hakkın yok ama... Duyuyordu birşey diyemiyordu... Nasıl desin, haklı değil miydi. Az bile demişti...

14 Aralık 2014

Vicdan bırak beni!! Rahat rahat öleyim. Film makinesi gibi herşey gözünün önüne geliyordu!!

Gözlerine bakıyordu şimdi Şerife, Üpsüz kız...

- NE YAPTIN CAFER DİYORDU...

Yusuf ve Nurcan yardım için koşmak istiyor onları da engellemeye çalışıyordu. Sonra bacak arasınday tüydü gitti Yusuf karanlığa doğru...

Annesi ölüyordu... Nurcan'a da geçit verdi... O da dayısına gidiyordu...

Son kez karısına şöyle dedi...

- İşte bana karşı gelenlerin sonu!!! Ve firar etti... Yarasını bile sarmadı...

...

35 SAAT SONRA cenazesi kalkıyordu kadınının evinin önünden. O gizlendiği yerden izliyor ve ben ne yaptım ne yaptım... Ya diyor ya demiyordu... 1989 yılıydı... KIŞTI...

2 GÜN SONRA DA teslim oldu...

...

15 ARALIK 2014

Beni duyuyor musun? Duyuyorsan elimi sık... İşte Azrail gelmişti... İbrahim kılığındaydı...

Ağlamaya başladı İbrahim. Bu çocukta oldum olası sulu gözlüydü...

Babaaa yaktın beni... Hiç bir evlat babasını bu şekilde görmek istemez. Sana çok şeyler diyeceğim baba, çok doluyum ben... Kan uykumda tüfeğin dipçiği ile yüzüme vurdun, hatırladın mı. Sen 6 yaşımda anamı aldın benden ya. Yo yo sen kadar zalim olmayacağım. Geçmişi konuşmayacağım seninle. Ben ana baba hakkı bilirim... Hiç gelesim gelmedi yanına. Abim dedi inanmadım... Git dedi ibrahim bir kez gör babanı, iyi kötü baban dedi... Babaa Allah'hıma dua ediyorum affetsin bizi... Seni, beni... Biz bu dünyada hiç gün görmedik... Güllüde gelir yarın? O nasıl dayanacak seni böyle görmeye iyi kötü seni seviyordu...

Baba seni affediyorum.

Gözleri ile işaretler verdi İBRAHİM'E. VE HIRILTI... Hırıl hırıldı... Biraz daha konuşsa şuracıkta ölecekti işte... Keşke...! Ama daha fazla konuşmadı İbrahim sustu... O da korktu babasının ölmesinden... On dakka konuşmuş bir güzel boşalmıştı... Yo yo kara bir buluttu asıl ağlamaya kendini dışarı atınca başladı. Öyle ağlıyordu ki, ömründe böyle ağlamamıştı...

Salmıştı kendini resmen. Ne Ankara ne kimse umrunda değildi...

16 Aralık...

Allah'ım öldür beni, öldür beni... Al canımı...

17 Aralık...

Gülten güzel kızım sen de durmadın çektin gittin. Heralde son hesaplaşmaydı bu....

Artık kimse gelmez... Tövbe Rab'bim...

18 Aralık 2014

Deli Cafer öldü!! Bir devir kapandı...

...

19 Aralık Cenazesi Ankara'dan alındı... Kesmişler biçmişlerdi Cafer'ayı... Kestiği iki kadından daha kötü şekilde... Ceset gösteril di, bu mu diye... Tespitten sonra Dedeler'e yol başladı...

...

Yarın defnedilecekti...

20 Aralık günü Şerife'nin tam mezarı önünde cenaze namazı kılındı... Ve ordan alındı 400 metre ileri başka bir yere defnedildi... Normalde karısının hemen yanına defnedilmeliydi... Ama sanki bir helallik aldı burda...

İbrahim ARSLAN

Kısa kısa- 4

Kısadan geçeceğim...
'Türkiye' Yenilemez!
Pasta gibi biliyorum...
Herkes yemek istiyor...
Öyle olsa yani pasta olsa
Masal(l) arda bile!
Boğaz- da kalır...
Yenilemez.
Yedirtmeyiz kimseye...
***
Çanakkale'yi biliyor musun sen küçüğüm?
- Biliyorum...
Hadi haritada göstersene!
***
Ruhumun senden tek isteği var...
Çek git başımdan...
***
Annem babamı görürse,
Babam nereye saklanır bilemiyorum...
'Hiç ölü olmamak ister, eminim...'
***
Vaziyet malum!
Vasiyet 'düne kadar iğnesini istemezdim'
Bugün ölüm Allah'ın emri, miras hak...
***
Kısa kısa yazıyorum...
Araya biri giriyor, uzatamıyorum...
Son olarak Filiz girdi...
Ne mesajı şu bi bakayım...
Hayırlı cumalar diliyor.
'Bak cuma namazımı kılmadığım için Allah beni,
Bir kişiyle daha 'Bir mesajla daha' cezalandırdı...
***
Geçen hafta kıldım ama zor yetişmiştim onada...
Hani şeytan ızcık daha bastırsaydı...
***
Bende baba oldum ama,
Kendi babam gibisini hiç bir yerde görmedim...
Allah babalığını tekrar göstermesin?
Abiii sağlam defnettik demi,
Hortlamaz demi...
***
Şu anda neler hissetiğimi anlayabilecek,
Şu Ereğli'de bir tane babayiğit yok!
4 tane kardeşimi saymazsam...
***
Türkiye öyle güzel ki?
Baktıkça yiyesim geliyor..
***

Naime Özeren

Türkiye' yi biz de yedirmeyiz İbrahim. Beni gömmeden yiyemezler ülkemi. Gövdemi kalkan ederim gelecek tüm mermilere.

Şiirde aşağıdaki bölüm beni çok etkiledi. Ya..adam dünya ile ilişiğini kesmiş. ve bu sizin babanız. NE KADAR KÖTÜ DE OLSA NASIL YAZABİLDİNİZ BÖYLE. BİR ÖLÜNÜN ARDINDAN, HELE DE BABAYSA YAZILACAK ŞEYLER Mİ?..

Cevap: İbrahim Arslan

Bu 4 tane KISA KISA şiir yarım saatte o an sıcağı sıcağına yazıldı. Aslına bakarsanız, yazılıyor. Yazılabiliyor... Tabi anlamanız içinse yerimizde olmanız lazım!

***
Bende baba oldum ama,
Kendi babam gibisini hiç bir yerde görmedim...
Allah babalığını tekrar göstermesin?
Abiii sağlam defnettik demi,
Hortlamaz demi...

İNANILIR GİBİ DEĞİL...Kısa kısa 7

....

Anneciğim!
Sana şimdi kısa kısa,
Ve yüreğimden geçenleri bile,
Kısa kısa yazıyorum...
Babamı yanına gönderdik,
Geldi mi?
***
Utandı mı, utanmadı mı onu merak ediyorum?
Yoksa kucağını mı açtın sende?
***
Ah anne son kötülüğü de yaptı bize de öyle gitti.
Hangi evlat babasını görmek ister öyle?
Kesmişler babamı,
Üstelik seni kestiği gibi de kesmemişler!
Yüreğim yanıyor anne...
Yüreğim...
Zannediyorlar ki bunları yazmak kolay geliyor!
***
Hayır anne. Affet onu. Bizde affettik anne...
Açmamışsan kolunu aç...
Biliyorum hala yaran kanıyor...
Anne, babam o?
Yine de, gene de...
***
Allah Musa abinin yokluğunu kimseye göstermesin...
İlham veriyor şu an bana!
Nerden geldi bende bilmiyorum ama...
İlahi sen göndermişsindir onu başıma kesin! ! !
***
Şiiri kısa kes diye...
***
Kanama daha da diye...
***
Yaralarım var...
Yaram var.
Hiç kimselere göstermediğim...
Kardeşlerimde de var.
Gördüm...
***
Anneciğim kısa keseceğim, bende sözümü...
Çok özledim seni, çok özledim...
Babamı görmemişsen.
Ara - bul anne...
Orada olsun aile olalım...
16.01.2015
...

kısa kısa 8

Ana, ana beni yaktın be
Dedim ilk defa bir gece.
Sağımda- solumda onu görmek istedim.
Gökyüzüne baktım, yıldıza -aya.
İsyan edecektim de sustum...
Rabbim görüyorsun işte beni dedim...
Hiç olmadığım kadar bi çareyim.
Hayatımla pazarlık olsaydı,
Tüm dünyayı verir sadece anamı isterdim..
Ana, ana beni yaktın be,
Anasızlık ateşinde...
...
Yürüdüğüm yolları görecek kadar,
Gör değildim....
Göremeyecek kadar da kör değildim.
Ama işte yoldaydım.
Direk mi bana çarpıyordu ben mi direğe...
...
En başında sormak istiyorum en sona sakladığım soruyu?
Beni kim tanıyor benim tanıdığım gibi...

Ve yol- 1 yol-2 şiirlerini de paylaşmak isterdim... Ama bazı şeyleri kısa kesmeliii.

İbrahim Arslan

İbrahim Arslan
Kayıt Tarihi : 3.6.2018 18:20:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İbrahim Arslan