Bu dağ Mengene dağıdır
Tanyeri atanda Van’da
Bu dağ Nemrut yavrusudur
Tanyeri atanda Nemruda karşı
Bir yanın çığ tutar, Kafkas ufkudur
Bir yanın seccade Acem mülküdür
Doruklarda buzulların salkımı
güneşin tersine git
sol tarafından kalkmış bir taze
sabah bulunsun yanında
Kent! gümüş kanatlı melek
yalancı düşler uyuyor olsun
Devamını Oku
sol tarafından kalkmış bir taze
sabah bulunsun yanında
Kent! gümüş kanatlı melek
yalancı düşler uyuyor olsun
Benim arkadaşım markadaşım yok fikri.Ben bizzat kendimim sen kimsin?
EVET, ŞİİRDE DERİN İZLERİNİ BIRAKAN, BİR ÇOK ŞİİRİ BESTELENEREK SEÇKİN SANATÇILAR TARAFINDAN SESLENDİRİLEN HALA ŞİİR DENİNCE HATIRLANAN VE GÜNDEM OLAN AHMET ARİFİ YAD ETME ADINA GÜNÜN ŞAİRİ SEÇİLMESİ ÇOK GÜZEL.
Sayın Orhan Balkarlı / Antalya
Her gün Abdüllillah çağlayan olarak sizin ve arkadaşlarınızın yazdığı , yaptığı davranışlar ne komik ne de kabul edilebilir..
Kıymetli bir şairin şiirini bizlerle paylaşan şiir emek jürisine teşekkürler
'Dehr bir bâzârdır her kim metâın arz eder
Ehl-i dünya sîm ü zer ehl-i hüner fazl u kemal''
Demiş Fuzuli, Vahap Yeğen.
Şiirleri hep parayla ölçüyorsun elinde ne varsa onunla mı kıyaslarsın nedir yeğen?
Dedem rahmetli de sinirlendiği adama gavur parasıynan beş guruş etmez derdi.Tabii eskiden bizim para çok kıymetliydi.Bu şiirler senin sinirlerini mi bozuyor nedir yeğen?
hangisi de bakam.Cebinde hep para var paradan mı bahsediyorsun, yoğusam sinirleniyor musun?
Gözlerinden öpüyorum.
Işıklar nurlar içinde yat büyük şair değerli ustat-senin şiirinide şariliğinide çekemeyenler hep olacaktır. Ama halkının yüreğinde en güzel yerdesin. selam olsun.
30 temmuz 1943'de Van’ın İran sınırında kaçakçılık yapan otuz üç kişi içinden bir kadın serbest bırakılmış, diğerleri kurşuna dizilmiş. Yıllar sonra olay açığa çıkarılmış.
Milliyet.com.tr » 17 Kasım 2012 - 16:43
33 ERİMİZİN İNSAFSIZCA KATLEDİLEREK ŞEHİT EDİLMESİ…
“Öcalan 33 er olayına önce kızdı, sonra teşekkür etti”
Yasadışı terör örgütü PKK'ya mensup teröristler tarafından 1993 yılında Bingöl-Elazığ karayolunda silahsız 33 erin kurşuna dizilerek katledildiği olayın perde arkası hala çözülemedi.
Olayın yaşandığı gün teröristler tarafından çevrilen iki otobüsten indirilen askerlerden 33'ü kurşuna dizildi. Bir grup asker ise dağa çıkarıldı. Kaçırılan gruptaki askerler bir süre sonra serbest bırakıldı. Bu grup içinden seçilen iki asker ile yol kesme sırasında durdurulan bir emekli astsubay ise 35 gün boyunca teröristler tarafından alıkonuldu. Kaçırılan askerlerden Jandarma Komando Durmuş Karahan , yaşadıklarını anlattı.
Karahan, günlerce yürüyerek Bingöl 'den Tunceli 'ye getirildiğini, burada PKK 'nın Tunceli sorumlusu Doktor Baran isimli bölge yöneticisi ile 5 gün aynı dağda kaldıklarını söyledi: 'Biz iki asker ve Kenan Kılıç isimli emekli astsubayı bırakmadılar, diğerlerini saldılar. Sürekli yürüdük, tam 35 gün dağlarda yaşadık. Bingöl'den yürüyerek Tunceli'ye götürüldük. Genelde geceleri yürürdük, çatışma olduğunda gündüzleri de kaçıyorlardı. Tehlikeli buldukları zamanlarda ellerimizi ve gözlerimizi bağladılar. Bizi, PKK'nın Tunceli sorumlusu Doktor Baran kod adlı birinin yanına götürdüler. 5 gün orada kaldık. Doktor Baran 55 yaşlarındaydı, 15 yıldır dağdaymış. O, Sivas 'ta yol yapım araçlarının yakılma emrini telsizden bizim yanımızda verdi.'
*
33 SİVİL İNSANIMIZIN (KADIN – ERKEK, YAŞLI – GENÇ, ÇOLUK ÇOCUK VE AYRICA YAKILAN – ÖLDÜRÜLEN HAYVANLAR DA DAHİL, YAKILAN ONLARCA EV, AHIR; KISACASI YOK EDİLEN BAŞBAĞLAR KÖYÜ…
“Başbağlar Katliamı, 5 Temmuz 1993'de, Erzincan'ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar Köyü'nde PKK tarafından 33 sivilin öldürülüp köyün ateşe verildiği katliam. PKK lideri Abdullah Öcalan olaydan habersiz olduğunu ve olayın sorumlusunun Dr. Baran kod adlı bir PKK sorumlusu olduğunu ifade ederek, katliamı PKK'nin düzenlediğini kabul etmiştir.[1].
Akşam üzeri 100'e yakın PKK mensubu köyü bastı. Ezanın okunduğu sırada camiye giren örgüt mensupları cemaati zorla dışarı çıkardı.[2][3][4] 1.5 saat örgüt propagandası yaptıktan sonra tüm erkekler kurşuna dizildi, burada 29 kişi öldü.[5] Daha sonra köy ateşe verildi ve 214 ev, köy okulu, köy camii, halkevi yakıldı.[6] Yakılan evlerde saklanan 1'i kadın 4 kişi de yanarak can verdi.[7]
Olaylarla ilgili olarak 20 kişi gözaltına alındı ve haklarında idam ile çeşitli sürelerde hapis cezası istemiyle dava açıldı. Sanıkların 18'i bu davalardan beraat etti, 2'si mahkûm edildi.[8] “ VİKİPEDİ’DEN ALINTI*
Hangisindeymiş teke tek yiğitlik?
SADECE ÖLDÜRMEYE PROGRAMLANDIRILMIŞ, ROBOTLAŞTIRILMIŞ
BU İNSANLAR(!) MI YİĞİTLER?
*
Güney sınırımızda her gün yüzlerce, binlerce kaçakçı Türkiye sınırından kaçak petrol geçirmek için her yolu denerken, Türk askerini taciz ederken ve hata şehit ederken, savunma amaçlı çatışmalarda vurulanları kahraman ilen etmek mi şairlik?
PKK kıyafetleriyle her türlü silah ve uyuşturucu kaçakçılığı yaptıkları için, aralarında PKK’lı teröristleri de geçirdikleri için vurulanlara ağıtlar yakmak mı şairlik?
Dün de buna benzer pek çok olay yaşandığı muhakkak
Şairin yaşadığı yıllarla ne ilgisi var diyenlere verilecek o kadar çok örnek var ki?
*
33’ler bana bunları hatırlattı.
Ezilmişlikse bütün halkımız için dile getirilmeli.
Şairlik, hassasiyet göstermekse herkes için gösterebilmeli. Yani çok genel anlamıyla insanlık adına düşünebilmeli.
“GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”
Muğlalı Olayı veya 33 Kurşun Katliamı, 1943 yılının temmuz ayında Van'ın Özalp ilçesinde, 33 kişinin hayvan kaçakçılığı iddiası ve 3. Ordu komutanı Orgeneral Mustafa Muğlalı'nın emriyle yargısız olarak kurşuna dizilmesi ve 32'sinin ölümü, birinin kaçması ile sonuçlanan olay.[1]
II. Dünya Savaşı sırasında özellikle İran sınırında kaçakçılık olayları artmıştı. Bölgedeki aşiretlerle güvenlik kuvvetleri arasında çatışmalara yol açan bu olaylardan biri de Van'ın Özalp ilçesinde patlak verdi. Bir bölümü İran topraklarında yaşayan Milan aşiretinin Temmuz 1943'te büyük bir hayvan sürüsünü kaçırdığı yolundaki ihbar üzerine sınıra gönderilen jandarma birlikleri kaçakçıları İran'a kactıklari icin, yakalayamadı. Ardından aşiretin Özalp'ta yaşayan 40 akrabası gözaltına alındı. Mahkemenin yalnızca 5 kişiyi tutuklayarak geri kalanları serbest bırakmasına karşın, Özalp'a gelen Mustafa Muğlalı'nın emriyle 33 kişiyi sorgulamaları yapılmak üzere iki asteğmenin komutasındaki bir askeri birliğe teslim edildi. Kaçakçılar sınıra yakın bir yerde kurşuna dizildi ve daha önce hazırlanan bir tutanağa dayanılarak kaçmaya çalışırken vuruldukları öne sürüldü. Olaydan yaralı olarak kurtulan bir köylü durumu ilgili makamlara duyurmayı başardıysa da yapılan başvurulardan bir sonuç alınamadı........
.....
Tarihe 33 kurşun vakası olarak da geçen bu olaydan sonra Ahmed Arif, Hasretinden Prangalar Eskittim adlı şiir kitabında '33 Kurşun'[2] isimli şiirini yayınlamıştır.
vikipedi.
değerli üstadı en kalbi duygularımla yad ediyorum,helal olsun.eyvallah
've ben şairim/ namus işçisiyim yani, yürek işçisi/ korkusuz ,pazarlıksız, kül elenmemiş... diyen ve yazdıklarının hakkını fazlasıyla verebilen ender bir kalemdir ahmed arif...ruhu şad olsun ustanın...
Bu şiir ile ilgili 27 tane yorum bulunmakta