Otorite ve gülme Şiiri - Mehmet Halil

Mehmet Halil
1192

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Otorite ve gülme

Otorite hiyerarşi dışında hiçbir kişinin kendisine yaklaşmasına, ilişkiye geçmesine izin vermez…
Takdis: Din adamlarının dua okumak suretiyle bir şey veya bir kimse için tanrıdan himaye dilemesi…
Resmi bayramlarda, toplumun yekpare ciddiyeti ve gülme unsuruna bu kadar yabancı oluşunun nedeni buydu.
O bayramlarda, insanın hakiki şenlikli doğası ihanete uğramış, bozulmuştur.
Gülme, dinsel kültten, feodal törenler ve devlet törenlerinden, adabı muaşeretten ve tüm yüksek spekülasyon türlerinden dışlanmıştı.
Gülme izine tabiydi… Yılın belli günlerinde izne bağlıydı…
Masumlar yortusu: Kral Hirodes, MÜNECCİMLERİN KEHANETİ ÜZERİNE İSA’YI YOK ETMEK İÇİN, iki yaşın altındaki tüm çocukları yok ettiği için kutlanır.
Gülmekten en çok diktatörler korkarlar…
Gülmenin arkasına kötülük gizlenemez. Riyakarlık ve yalanların asla gülmeyip ciddiyet maskesi takındığı anlaşılıyordu…
Gülme hiçbir doğma yaratmadı ve otoriter olmadı. Korkuyu değil, bir güçlülük, bir dayanıklılık hissini ifade etti.
Mihail Bahtin’in, Rabelais ve Dünyası başlıklı kitabından alınan yazılar bütün dünya için bu gün bile geçerli…
Yönetim mevkilerini işgal eden kişiler, oturdukları mevkilerin önemine göre kendilerini de halktan ayrı bir yere oturtup, halkla bağları koparıyor, baskı ile yönetmeye başlıyorlar.
İnsanın en doğal, kendisinin bile kontrol edemeyeceği davranışları kontrol altına almaya başlıyorlar… Yaşam hakkı, cinsellik, gülme gibi…
Hala günümüzde bu otoriter baskıların etkilerini yaşamaktayız.
Gülen kadınsa, ‘’Orospu’’ damgası hazırdır, erkekse ‘’orospu gibi gülme’’ Bunun gibi davranışlar ayıptır… Otoriteyi sarsar.
İşte Rabelais bu otoriteyi yıkan ve bize gülme kapılarını aralayan ilk insan. Rönesans’ın başlangıcı onun karnavalları başlatmasıyla başladığı söylenir. Yani XVI. Yüzyılda baskıları yıkan bir adam Rabelais…
Hakkında çok öldürme kararları verildiği için, dolaşmadığı ülke kalmamıştır. En sonunda, (bizimkilerin 1 Mayıs işçi bayramı’’nı bahar bayramı, Nevroz’u hıdırellez yapmaları gibi,) önce kendi kontrollerinde eğlenceler düzenlemeye çalışıp, sonraları, onlar da Karnavalları kabul etmek zorunda kalmışlar.
‘’Rabellais: Kurak topraklarda, gülmeyi yeşertmekle ünlü bir yazardır… Rabellais, dünya edebiyatının en zor klasik yazarıdır… Karnavalda her şey birbirine eşit kabul edilir…’’ Mihail bahtin
İlahların alaya alındığı en eski ritüeller bu gülüşün içinde yaşamaya devam ediyordu, ama yeni bir anlam kazanarak.
Günümüzde gülme çözümlemeleri, onu salt olumsuz bir yergi şeklinde açıklıyor, ya da felsefi içeriğinden uzaklaştırıp yalnızca neşeli, eğlenceli, boş vakit geçirmeye yarayan maskaralıklar olarak ele alınıyor.
Rabelais’in etkisi, dönemin tarihçileri tarafından göz ardı edilmediği gibi, Protestanlık savunucuları ve risalecilerince de dikkate alınmıştır. XVI. Yy. engizisyon edebiyatı, tabir caizse, Rabelais’le sona erdirilmiş.
Siyasal yergi alanında, dünya edebiyatının en iyi siyasal yergilerinden biri sayılan ve engizisyona karşı yöneltilmiş olan olağanüstü sanatların bir dalı olarak edebiyat alanında 1612 yeni bir çığır açmıştır.
Rabelais, Cervantes ve Shakespeare gülmenin tarihinde önemli bir dönüm noktasını temsil ederler.
Gülme insanı hayvandan ayırır.
Konumuz Rabelais’i veya gülmeyi anlatmak değil… Bu gün olanları anlayabilmek…
Dünyada yönetici güçler otoriteyi elden bırakmak istemiyor. İnsanlarla yan yana durmaktan, yüzleşmekten kaçıyorlar.
Yönetmek için baskıya, otoriteye ihtiyaçları çok büyük. Çünkü suçları büyük… Şeffaf değiller. Ellerindeki mekanizmayı, kendi çıkarları veya temsil ettikleri gurubun, sınıfın çıkarları için, büyük halk kitlelerini aldattıkları için yüzleşmekten korkuyorlar.
Hele hele ekonomik krizlerin yükseldiği dönemlerde kendi koydukları yasaları bile yok sayıyorlar. Demokrasi olsa insanlar bazı taleplerde bulunacaklardır… Buna izin bile vermek istemiyorlar. İnsanları sindirmek için saldırganlaşıp çeşitli provakasyonlarla mağduru oynuyorlar. İşin arka planını bilmeyen toplumun geniş kesimleri, yöneticilerine yapılan ‘haksızlıkları’ kendilerine yapılmış sayıyorlar. Halkı soyanlar, kandırmak için de ‘’Bulanık suda balık avlama’’ tezgahını çok güzel kuruyorlar.
Geniş halk kitleleri gerçekleri öğrenemesin diye, bütün iletişim araçlarını kontrol edip susturuyorlar. Susturamadıklarını içeri atıyorlar…
İşte bu gün gelinen noktada, Rönesansın 400 yıl önce elde ettiği kazanımları elimizden alıp, yeniden cadı kazanları kaynatılıyor. Mecliste tek ses istiyorlar. Ülkede tek dil. Tek reis…
Şeriat devletine dönebilmek için yedi aydır verdiğimiz canların hesabı yok… Dini egemen kılmak için 30 yılda milyonların ölümünü hazırlayan düşünce için, 7 ayda ölenlerin önemi bile yok gibi… Daha başımıza gelecekleri bilemiyoruz…
Tarihte buna benzer olaylardan çok örnekler var. Bütün o olaylar 400 yıl önce Rabelais gibi yürekli insanların karşı duruşlarıyla atlatılmış…
Bizlerin bu gün, Rabellais, Şeyh Bedrettin, Nazım, Deniz gibi nice örneklerimiz var. Kurtuluşumuz kendi ellerimizde ve yüreklerimizde olmalı… Yabancı güçler bizim için çalışmaz.
Kendimiz olup, kendi kurtuluşumuz için mücadele etmek zorundayız…
Hiçbir zalim sonsuza kadar iktidarda kalamamıştır. Zalimler değil, her zaman haklı olanlar güçlüdür. Onların gücü bizim umursamazlığımızdan ve sessizliğimizden kaynaklanmaktadır.
Sesimizi çıkarırsak, gücümüzün de farkına varırız. En çürük duvar bile bir itici güç olmadan yıkılmaz.
Barbarları yıkmak ve insani bir düzen kurmak bizim ellerimizdedir.

Mehmet Halil
Kayıt Tarihi : 7.1.2017 00:19:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Meltem Ege
    Meltem Ege


    hakikatten bu konu tarihte hep tekerrür etmiştir...di mi?

    Hiçbir zalim sonsuza kadar iktidarda kalamamıştır. Zalimler değil, her zaman haklı olanlar güçlüdür. Onların gücü bizim umursamazlığımızdan ve sessizliğimizden kaynaklanmaktadır.

    Cevap Yaz
  • Cevat Çeştepe
    Cevat Çeştepe

    Çünkü 'gülmek' mutluluğun., rahatlamış olmanın ifade biçimidir...Otoritenin amacı mutlu etmek-rahatlatmak değil., kontrol altında tutmaktır...
    Kaleminize., emeğinize sağlık sayın Mehmet Halil...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Mehmet Halil