Perihan Pehlivan - Otizm Şiiri - Antoloj ...

Perihan Pehlivan
808

ŞİİR


58

TAKİPÇİ

OTİZM (otistik çocuklara itaf edilmiştir)

Onu bir orman köyünün kıyısında tanıdım. Şirin güzel bir göçmen köyüydü. Yeni aldığımız evimizin bulunduğu site buraya bin iki yüz metre yürüme mesafesindeydi. Hareketli bir Kıbrıs yaşamından sonra sakin huzurlu bir emeklilik istemiştik. Doğa güzeldi ama çevre o kadar iç açıcı değildi. Sonra yıllarca çalışmaya alışmış, sosyal hayatın tam ortasında çıkıp gelmiştik. Bir süre sonra sıkıldım belki de ben hareketli dolu, dolu yaşamayı seviyordum. Zira diğer aileler pek mutlu ve huzurlu bir hayatın tadını çıkarıyordu. Galiba ben birileri mutlu edince, birilerine iyilik yapınca daha mutlu oluyorum. Evet, evet ben bunu anladım daha fazla beklemedim yanı başımda bulunan köy okuluna uğradım bir öğleden sonrası.
Okul müdürü buranın ilçeye uzak olduğunu, ulaşımında zor olduğunu söylüyordu bu yüzden öğretmen açığı her zaman olur dedi. Ama şu an açık yok olursa ben sizi ararım bir telefon bırakın. Bir gün haber geldi. Kapıcı çocuklarını okula götürmüş müdür de onla haber yollamıştı. Hoca hanım bir okula uğrasın diye. Pek bir heyecanlandım altı yıldan sonra çalışmaya dönecektim ücret azdı ama benim derdim para değildi ki insanlara bir şeyler verebilmekti. Neyse sabah erkenden gittim ama, açık olan ikinci sınıftı. Ben yıllarca lisede, ortookulda çalışmıştım bu çocuklara faydalı olacağıma inanmadığım için hayır dedim. Ve ümidi kırılmış küçük çocuklar gibi solgun yüzle eve döndüm.
Bir hafta sonra okul müdürü beni yolda gördü. Hocam ben özel eğitim sınıfı açacağım çok ihtiyaç var, kabul ederseniz gelin dedi. Bir düşünüyüm dedim. Psikoloji her zaman ilgi alanım olmuştur. Çok iyi bir gözlemci ve dinleyiciyimdir. Sabrımı vermiştir Mevla. Aldığı sorumluluğu en iyisi ile yapmayı vazife edinirim. Başarısızlık pek uğramaz bu yüzden bana. Yapamayacağım işe el atmam zaten.
Okula gittim ertesi gün. Birkaç oğlan ve kız çocuğu zor öğrendikleri için rapor alınmıştı. Ram kurumu özel alt sınıfa yönlendirmişti. Başladım. Kara tahta, tebeşir. Ben müziğin çok katkısını düşünürüm iletişimde. Burada da bunu ön plana aldım. Çocuklara güzel şarkılarla dolu bir CD hazırladım. Müzik derslerinde tekli ya da gruplar halinde şarkılar söylettim, resim yaparken şarkı dinlettim. Oyun odası kurdum oyuncakları paylaşmayı, oyun kurmayı öğrettim. Sınıfta oturup kalkmayı, öz bakım becerilerini geliştirdim. Aileleri tek, tek çağırdım iç dünyalarına girdim, sorunlarını dinledim. Çocukların zihinsel sorunlarını araştırdım en azından onları da rahatlattım. Onlar bu hayatın bir parçasıydı ve bizde varız demeleri gerekiyordu. Bir yandan yazı çalışmaları yaptırdım. Kitap, broşür karıştırdım, Ram kurumunun açtığı kurslara katıldım. Diğer öğretmenlerin sorunlarını, başarılarını dinledim. Kısacası özel sınıf öğretmeni oldum çıktım.
İkinci yılın henüz üçüncü ayında müdür yanında bir beyle geldi, adam güzel bir çocuğun elinde tutuyordu sıkı, sıkı. Günaydın hocam, nasılsın dedi kapıyı aralayıp. Ayağa kalktım buyurun dedim. Sonra bana İbrahim’i anlatı. Evet, İbrahim konuşmuyordu. En çok babasını seviyordu. Kısacası bedensel bir sorunu yoktu. Sanki zihinsel bir sorunu da yok gibiydi. Diğer çocuklar bakınca da iyi gelişmişti, anlamlı bakıyordu.

Tamamını Oku