PALMİYELERİN KANADINDA GÜNBATIMI
Gerçek olmayan düşsel bir şey mi istediğim
Ötesi yok mu?
Bu dünyada garip garip ağlamak mıdır gerçeğim?
Yanık gönül bahçelerine gül ve kır çiçeği kokuları taşıyan bahar rüzgârları,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Okuyucuya verilen ders ve mesajlar çok güzel işlenmiş.Tebrik ederim kardeşim.Hep derim keşke yazılanlar imge olsa , gerçek hayatın ta kendisi deilde.Eh imtihan dünyası.Zaten mısralarda bunu en güzel şekliyle anlatıyor.
aminmi desem ne etsem ama çok güzel bir serbest çalışma okudum, kaleminize sağlık
duygu sevgi beleyiz ve özlemle kaderrede karşı durulamıyacağın bilen bir düşüğnceyle sabır sandığınında yanında taşıyan bu kalem daha nice güzel eserlere imza tacaktır kutluyorum ötesi yok ölümden öte ne varki zaten kelenek ömürde olsa yaşamak tad almak gerek tabiki sevgilerle
duygu sevgi beleyiz ve özlemle kaderrede karşı durulamıyacağın bilen bir düşüğnceyle sabır sandığınında yanında taşıyan bu kalem daha nice güzel eserlere imza tacaktır kutluyorum ötesi yok ölümden öte ne varki zaten kelenek ömürde olsa yaşamak tad almak gerek tabiki sevgilerle
TEBRİKLER YÜREGİNİZE SAĞLIK
Kardeşciğin yüreği coşmuş coşmuş da kaleme yön vermiş filozofça.İhlas yüklü yüreğin sandık sandık kutsi mücevherlerle donansın can bacım.Kalemin ve kelamın daim ola.Rabbimin emanetinde olasın.
O gönül sarayı ki,
Topla tüfekle yıkılmaz.
Bir bakışta yerle bir olur.
Sarayın sahibi esir,
Sevdası kuşlar gibi hür olur.
Ardından hasret bulutları örter semayı.
Yaşamak zehir olur.
*
Şiiriniz çok anlamlı ve çok da güzel.
Çağrıştırdı, iki kelime döktürdüm ben de, divane kalemimin gönül mürekkebinden....
Kutluyorum.
Sevgiler, saygılar.
Mehmet Nacar
hüzün akıyor mısra mısra, yürekler pare pare birer yangı... Müzikle sunumuzun ayrı bir güzellik dost. Yüreğiniz hiç susmasın. Tam puanım ile taçlandırıyorum şqiirinizi. Saygılarımla.
zaman vardır ki insanı teğet geçer acımasızca insanın hayatında bazı izler bırakır...bu hatıraları yada bu güzel sözlerin kahramanı unutulmuştur belkide...ama dilde ama gönülde unutulmayan gözler yaşlı hatırladığımız hatıralarımız vardır...insanı bir kurşun misali delip geçen bazen heryanımızı bir cerrah edasıyla kesip biçen hatıralarımız vardır,düşünülmesi beklenen yada ansızın çıkagelen...gönlümüze inşirah eden hatıralar versin mevlam....sevgilerimle sennur cetin sağlıcakla ve inşirah bulacağın hatıralarla dolu günler dilerim...güzel bi eser ekliyorum....
zaman vardır ki insanı teğet geçer acımasızca insanın hayatında bazı izler bırakır...bu hatıraları yada bu güzel sözlerin kahramanı unutulmuştur belkide...ama dilde ama gönülde unutulmayan gözler yaşlı hatırladığımız hatıralarımız vardır...insanı bir kurşun misali delip geçen bazen heryanımızı bir cerrah edasıyla kesip biçen hatıralarımız vardır,düşünülmesi beklenen yada ansızın çıkagelen...gönlümüze inşirah eden hatıralar versin mevlam....sevgilerimle sennur cetin sağlıcakla ve inşirah bulacağın hatıralarla dolu günler dilerim...güzel bi eser ekliyorum....
Bu şiir ile ilgili 49 tane yorum bulunmakta