Dünya denen sahnede rolümüzü oynarken,
Kaçımız bu evrene ibretle bakıyoruz?
Öteler ötesine yoğunlaşıp, düşünüp,
Varsa gizli bir mesaj, kaçımız okuyoruz?
*
Hır gür, türkü, eğlence, iş güç, şiir, bilmece,
Kaptırmışız gidiyor, ömrümüz gündüz gece,
Gündelik telaşlarla vakitler tükendikçe,
Her şeyin bir sonu var, kaçımız biliyoruz?
*
Uzaktaki öteler şu an çok uzak bize,
Vahaya giden yolda, pek çok şey tuzak bize,
Belki gereken tek şey, çelik bir kızak bize,
O yola, o fikirle kaçımız gidiyoruz?
*
Sonsuzluğun mesajı ötelerde duruyor.
Gizli bir el, gizlice, gizli gongu vuruyor.
Basit sıradan işler bizi her gün yoruyor.
Beden ötesi bir yol, kaçımız arıyoruz?
*
Evrendeki boyutlar, bilinenlerden çoktur.
Bilinmeyen çok şey var, buna hiç şüphe yoktur.
Bir şeyler yarım, eksik, yanlış ya da kopuktur?
Bunlarla doğru sona kaçımız varıyoruz?
*
Niyetim dünyanızı yıkmak, karartmak değil.
Bilimsel sonuçları örtmek, yok saymak değil.
İnanılan şeyleri silmek, unutmak değil.
Soru, neyi, hangimiz, ne kadar biliyoruz?
*
Öteler ötelerde, biz şimdi buradayız.
Bilgi eksik, kopuksa gerçek bir boşluktayız.
Ölüm bir yol ayrımı, umarım yanılmayız.
Hangimiz, ne tarafa ve nasıl gidiyoruz?
18.11.2010 01.15
Şahbettin UluatKayıt Tarihi : 19.11.2010 22:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Çağdaş, benim gibi sıradan insanın varoluş sorgulamalarına ortam oluşturmak üzere yazılan bir şiir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!