Öteki Adam Olmak Şiiri - Eşref Kalkan

Eşref Kalkan
5

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Öteki Adam Olmak

ÖTEKİ ADAM OLMAK

Seni yoktan var eden adamdım ben.Sana mutlu olmayı öğretmiştim.Çünkü sana mutlu olmak öğretilmemişti.Mutlu olmaktan korkuyordun hep.Ben senin o korkunu yenen adamdım.Yalnızdın her zaman,düşlerin ve rüyalarında bile.Yalnızlığın arkasına gizlenerek ve duygularını kimselere belli etmeyerek, hep yeni bir şeyler arayan ama bunda da hep içindeki o mutlu olmak korkusundan başaramayan biriydin.Ne yapsan eksik kalıyordun düşlerinden, ne yapsan hayallerinin gerisinde kalıyordun.İşte senin düşlerini tamamlayan, hayallerini yaşatan adamdım ben.
Ruhunu içindeki o karanlık odalara kapatıp,hiçbir gücün onu oradan çıkaramayacağına inanıyordun,çıkarmaktan korkuyordun.Ama ben ruhlarımızın buluşmasını sağladım, ruhlarımızı özgür bıraktım, bırak onlar sevişsin dedim.Ve senin ruhunu kapattığın karanlık odalardan çıkaran adamdım.
Sen hayatına bir anı, bir hatıra bile sığdıramayacak kadar hayattan ve insanlardan korkan biriydin.Her şeyden çekiniyordun,kendi duygularından, isteklerinden bile.Ben, senin hayatına unutamayacağın, hep anacağın sonsuz hatıralar sığdıran adamdım.
Sen içinde yar olan hiçbir şarkıyı dinlemezdin.Çünkü kollarının arasına sığınıp kaybolacağın, nefesini duyabileceğin, duygularını paylaşabileceğin bir sevgilin bile yoktu.Ama ben sana içinde yar olan bütün şarkıları ezberlettim.Duygusuzdun! Çünkü duygularını paylaşabileceğin biri yoktu.Senin duygularını paylaşıp sana duygulu olmayı öğrettim.
Yaşamı, o körleşmiş ve felç olmuş kalbin gibi dört duvar arasına sıkıştırıp, hayata tutunmaya çalışıyordun.Yaşamın inceliklerinden haberin bile yoktu.İşte ben sana onları hissettiren adamdım.
İçindeki değerlerin anlamını bilmeyen ve bunların bile farkında olmayarak yaşayan, hep içinde çatışma halinde olan biriydin.Kendinle barışmanı sağlayan işte o adam benim.
Kadınlığını yaşayamayan, bedeninin arzularına hep zincir vuran biriydin.Ben sana kadınlığını hissettirdim.Ben sana bir erkeğin bir kadını nasıl mutlu edebileceğini ve bunun inceliklerini öğrettim.
Ben sana, yaşların değil yaşamların önemli olduğunu,her yaşın kendine göre özelliklerinin ve tatlarının olduğunu ve bu tatların nasıl hissedilebileceğini ve tatmin olunacağını öğrettim.İşte ben o adamım.
Ama ne yaptıysam “öteki adam” olmaktan kurtulamadım ve böyle olmamayı başaramadım.Çünkü benim hiçbir zaman “öteki kadınım” olmadı.Hiçbir zaman işte bu benim “eski kadınım” diyebileceğim biri olmadı.Ben bunu istemedim ve buna müsaade etmedim.Benim hatıra raflarımda hiçbir sevgim tozlanmadı.Çünkü hepsi gerçekti.Çok doğrularım oldu ama ilk gerçeğim, seninle hissettiğim ve seninle yaşadığım sevgi oldu.Hatıra raflarımda hiç tozlanmayacağını düşündüğüm bir sevgiydin sen.Ama yine de “ötekisi” ve “eskisi” olmaktan kurtulmayı başaramadım.
Şimdi sen kendini benim “eski kadınım” yaptım.Ama asla “öteki kadınım” değil.Çünkü ben, kendimi bir başkasıyla paylaştırmadım senin gibi.Yüreğimin limanına her geleni almadım,bir tek seni aldım.Çünkü bir tek sana yetiyordu.
Ben sana, seni hayata bağlayan, kırılan umutlarını yeşerten sevdiklerini yüzüstü bırakmayı öğretmedim.Sen bunu bir türlü olgunlaştıramadığın kişiliğinden öğrendin.Benimle birlikteyken bile benim yerime başkalarını hayal eden ve böylece farkında olmadan hep kendini aldatan kadındın sen.
Benimleyken bir başkasından benden fazla ne buldun bilmiyorum.Onlarda var olan ve bende olmayan ne vardı bilmiyorum.Çünkü ben kendimi sana adamıştım, daha ne vereyim ki.Bende olmayan bir şeyi hiç benden istemedin ki.Çünkü her istediğini benden alan ve elde eden biriydin. Ve bu yüzden ben senin “öteki adamın” olmayı haketmemiştim.
Nasıl mutlu olacağını bilmeyen ve yıllardır bir erkeğin açlığıyla, hasretiyle yaşayan ve bir türlü içindeki o korkudan bunu elde edemeyen, ama o korkunu yenen birini bulduğunda, yılların açlığıyla etrafındaki bütün erkeklere ilgi duyan, bir türlü dizginlenemeyen ve tatmin olamayan arzu ve şehvetine yenilen ve en sonunda hayatını bir çok erkekle paylaşan ve bütün o erkekleri de aldatan kadınsın sen.Her gördüğün limana sığınan ve her geleni de yüreğinin ve bedeninin limanına sığdıran kadınsın.
Bilmem, sen hiç “öteki kadın” olmayı ister miydin? Senin yanına gelen hayatının erkeğinde, başka kadınların kokusunu duymak ister miydin? O kokuyu her içine çekişinde, içinden bir şeylerin koptuğunu ve o kokunun içinde yaralar açtığını hissetmek ister miydin?
Ama bunu bil ki,benim ileride anacağım bir anım bile olamadın.Çünkü sana duyduğum büyük sevgimi, yüreğime indirdiğin büyük darbelerle bitirdin.Artık bende sana ait hiçbir şey kalmadı.
Kendinle yüzleşmeni isterdim.Ama bunu da, edindiğin kaçıncı yüzünle yapacağını bilmiyorum.Her bakışta sende başka yüzler görüyorum.Hayatta edindiğin en büyük hünerin bu.Bir bedende onlarca yüz gizlemek.
Her gece bedeninin derinliklerine aldığın onca bedenin ısısını hangi kış soğutabilir ki? O artık ne bulduysa tutan, kararsız,sabırsız ellerinin kirini ne temizleyebilir ki? O eski anlamını yitiren gözlerine ve o gözlerin içindeki soğumuş,irkilmiş,aldatılmış,sömürülmüş, korkmuş ve yalancı bakışlarla harabeye dönmüş gözbebeklerine kim bakabilir ki? O her öpüşte ayrı tatlar veren, üstünden onlarca yalanın,anlamsız kahkahaların,sahte gülüşlerin, boyanmış sözcüklerin aktığı ve onlarca dilin sürtüldüğü dudaklarından kim öpebilir ki? Ve yüreği çöplüğe, bedeni harabeye dönmüş,gözlerindeki ışığı sönmüş biriyle kim bu hayat yolunda eşlik edebilir ki?
Sen, bir çok erkeğin parçalarından oluşturduğun ve beni de o parçaların arasına katıp, kendince mükemmel bir erkek yaratmak istemiştin.Sana göre bu ilişkilerde aldatan ve aldatılan yoktu.Çünkü ben bunu anlayana kadar her şey yolundaydı ve herkes yaşantısından memnundu. Hem sen hem de birlikte olduğun erkekler.Her birinden başka tatlar alıyordun, her birinden bir yanlarının acısını dindiriyordun, her birinden bir yanlarını tamamlayıp,tatmin ediyordun.Ama her oyunun bir sonu ve her zevkin de bir sabahının olduğunu bilmiyordun.Kendini hayatın akıntısına bırakıp, kendince bu intiharla dolu hayattan mutluluklar çıkarmaya çalışıyordun.Ve bu oyundaki bütün kahramanların seni bir gün terk edeceğini, seni bir başına o yitirilişlerle dolu hayatınla baş başa bırakıp gideceklerini bilmiyordun.Bu oyunda tek aldatılanın kendin olduğunu ve herkesin seni bir çiçeğin kokusu kadar kabul edebileceğini, o çiçek kokusunu yitirince atılacağını bilmiyordun.Oysa ben sana bunları da anlatmıştım.Bu anlattıklarımı anlaman ve bu hayata sımsıkı tutunman için bir çok şeyimi de feda etmiştim.Seni mutlu etmek için kendimle mayalamak istemiştim.Çünkü mutluluğun mayasının acılar olduğunu biliyordum.Ve yaşamın bir sanat olduğunu, herkesin bu sanata sahip olmadığını, yazılan oyunların bir kahramanı olmaktansa, kendince kahramanlar yaratıp oyunlar yazmanı anlatmıştım sana.Ama ancak bir çok oyunun kahramanı olmayı başarabildin.
Bunu unutma ki,yürek limanımda sana ait ne varsa batırıp oraya yerleşen, bedeni, gözleri, elleri ve dudakları kalbi kadar temiz ve beni hiçbir zaman hayatındaki “öteki adam” yapamayacak kadar iradeli ve sevgi dolu birini bulacağım.Ve onu bulduğumda her zaman bana söylediğin son sözün (”Keşke seni sevebilecek kadar büyümüş olsaydım”) gelecek aklıma ve ben bununla, senin çektiğin bu ızdırapla mutlu olacağım.Sende, al kendini başka yüreklerin limanına demir atmaya git.Çünkü her liman senin ikinci adresin.

Eşref Kalkan
Kayıt Tarihi : 8.2.2010 13:48:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Serap Atay
    Serap Atay

    Gönul kırgın ,ıcım acıdı saygılar

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Eşref Kalkan