Sonsuz kışların ayazında, tarihe kazınmış,
canlanır ruhlar altın görüyle, armağan ediminde,
ürkü ve çığlık aynı hücrede, yakalar zamanı
uzayan devrin yıkım ötesinde. Sal kendini
uyanan düşe, topla kırıntılarını doğrunun,
ilk ve son başlar yeniden, adanmışlığından öte.
Parlak alevin bağışlaması, uykunun özeti gibi,
yükselen duygular gömülür de, bir göz sıçraması,
söker kayaları, yerleşik yapılardan öteye. Bir ağıt
gibi açıklar şimdiyi ve sonrayı, belki beklenen bu,
ya da çoktan kayboldu elinde. Uzak bakışların
tarar silinen renkleri, umut taşarken, yiter umut
bile, bu kadar yalın ve köklü, ağlaşan duvarlar
susar tüm gece, bir şafak böyle hazırlanır, yeryüzü
ziyafetinden doymadan kalkılır, sağlam bir duruş
gerçekle elele tekrar bağışlar, karanlığa terkedilmiş
evrenleri, dal dal sokulurlar belleğine, umudu kesme.
Kayıt Tarihi : 3.12.2022 21:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!