Kitap Yayınevinden çıkan, Hayallerdeki ‘’Türk’’ başlıklı, Bozidar Jezernik’in editörlüğünü yaptığı kitaptan ‘’Muhteşem’’ geçmişimizle ilgili kısa alıntılar…
Şiddet çok yararlı bir fetih vasıtası ve Osmanlı İmparatorluğunun genişleme politikasının başarılı bir bileşeniydi. Düşmanı şoke uğratmak, rakiplerin psikolojisini olumsuz yönde etkilemek bu politikanın başlıca hedefleriydi. Bu imgenin ilk meyveleri, çok sayıda hisar ile kalenin (anlaşma = korku) yoluyla Osmanlıların eline geçmesiydi.
Osmanlı orduları muharebe alanına doğru yol alırken, bu mustahkem mevkilerin koruyucularının çoğunluğu anahtarlarını teslim etmek üzere padişahın huzuruna çıkıyordu.
Osmanlılar şiddeti görselleştirerek bu psikolojik etkiyi daha da kalıcı kılma noktasında büyük bir beceri göstermişlerdi.
Mohaç Muharebesinden (1526) sonra Sultan Süleyman’ın otağı önünde, aralarında 8 Macar papazı ile seçkin komutanların bulunduğu 200 kesik kelleyle meydana getirilen tepe, Moğalların arkada bırakmayı adet edindikleri kafatası tepelerini hatırlatan bir sahnedir.
Macaristan’ın 1541’de nihai fethinin ardından, geri geri çekilen Habsburg ordusunun Osmanlıların eline düşen askerlerinin başları kesilmiş ve kelleleri Tuna’ya atılmıştı. Böylelikle, bu başlar geçtikleri her yerde Osmanlıların zaferinin habercisi olacaktı.
1529’da Viyana kuşatması sırasında, Traismauer’in yakınlarında bir yerde Osmanlılar batıya kaçmaya çalışan 5.000 sakinin çoğunu boğazlamışlardı (Schreiber 1982)
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta