Saçlarında bir kzıl gelincik
Sönük kalmış o güzellik içinde
Öyle ürkek incecik.
Kirman olmuş şu feleğin çarkında
Biliyor hangi göz baktı O’na,
Onu koparıp oraya takan el kimin
Sen gene likör iç iki kadeh
Yüzün kızarsın
Dilin dolaşsın..
Gene yazışalım sabaha kadar.
Yine küselim ortada bir şey yokken
Gene barışalım her seferinde
Niye döndün diye sorarım sanma
Nasılsa kanarım sözüne senin
Ben bakarım ey yar sen tasalanma
Kimse bakmasa da yüzüne senin
Nurumsun feleğin karanlığına
Yine iki dizinin üstüne al başını
Saçlarını serin bir akşam rüzgarı okşarken
Kolların dizlerini kucaklasın
Ellerini nereye koyacağını şaşır.
Öyle gül yüzüme hafifçe kaldırıp kaşını
Bozulmasın bu Güneyli tılsım zaman hızla akarken
Ne yapsam ne söylesem halimi bilmeyince
Aşkın kanunu böyle talihin gülmeyince
Geleceğim deyip de bir türlü gelmeyince
Kapanan yollarımın sebebi sendin ey yar
Beni böyle bıraktın kolum kanadım kırık
Darmadağın oldum ya senin canın sağolsun
Gözlerimde yağmurlar boğazımda hıçkırık
Arasat’ta kaldım ya senin canın sağolsun
Merak ederlerse gönül halini
Talihim bir türlü gülmedi dersin
Yitirmiş yar sana gelen yolunu
Sorana zaten hiç gelmedi dersin
Mutlu olduğunda kıskanırlarsa
Cemal Safi’ye
Kapattım fincanı anlat çevir de
Ama bana yalan söyleme falcı
Sana muhtaç kaldım bak bu devirde
Ama bana yalan söyleme falcı
Koyun güder Zelveli Mehmet,
20 yıldır tanırım
12 koyundan ibaret bir hayatı var.
Vazgeçemediği tek şey bu sanırım..
Karşılaştık bugün yine
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!