Çanakkale geçilmez bil ey arkadaş
Düşmanlar olsa da birbirine yoldaş
Sende bu uğurda can ver gel savaş
Çanakkale geçilmez bil ey arkadaş
Seyit onbaşı koca topu sırtına attı
Cennetin kokusunu almış
Etrafa miski amber saçmış
Cennet kokulu annemin
Kabrinden nurlar saçılmış
Karlar yağdı deli yüreğime
Dondu buz kesti kaskatı oldu
Bilmem çözülür mü bir daha
Sıcak yüreklerden uzağım artık
Kalp kırılmış gönül darmadağın
Hiç aklımda yokken
Birden düştün gönlüme
Sevda nedir bilmezdim
Sen düşürdün gönlüme
Şimdi sen varsın içimde
Sen gül kokulu papatyam
Karlı dağların kardelenisin
Sen ilkbaharım hem de yazım
Dört mevsim açan çiçeğimsin
Burcu burcu kokan kekiğim
Zaman nasılda çabucak gelip geçmiş
Yüzüm kırışmış saçıma aklar düşmüş
Bir çocuktum dün bugün koskoca adam
Dalıp gitmişim oyuna çocuk gibi
Zaman geçmiş ömür bitmiş tükenmiş
Farkında değilim…
Gazze'de çocuklar aç ve susuz
Ağlıyor yetimler hepsi mutsuz
Günahları yok hepsi suçsuz
Siyonist'e teslim olmadı Gazze'm
Açlığı susuzluğu şikâyet etmedi
Geliyor geliyor
Gözümün nuru
Kadife çiçeğim
Karanfilim geliyor
Hasretleri özlemleri
Bırakıp da gitme beni
Ellerim dizlerim tutmaz olur
Nefesim kesilir
Boğulurum ben
Cam gibi kırılır
Dağılırım ben.
Gözlerin ne kadar güzelse
O siyah saçlarında o kadar güzel.
Ne kadar baksam o gül yüzüne
Canım yine doyamam güzelliğine.
Aşığım goncam o siyah gözlerine.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!