Ey yüce göklerde sema hüsnüne tali!
Gölgende kalırken yine efkar ve de mavi,
Kavlin ki ne serbaz bulunur öyle ki esbab,
Gözler yine derdest bulunur maî'ne tabî.
Bu gece ben bir güzele kalbim elinde,
Sarı ay
Lambalar sarı
Ve göz bebeklerim
İçer gibi kanı
Bir kan çamuru içinde
Yalnız ve arı
Yine başlıyor sözlerim.
Saatlerine pusu kurduğum,
Derin eslere boğduğum günün ufkunda
Günü de boğdum.
Başlıyorum.
Bitti gün
Ama doğmadı güneş.
Soldu gül,
Olmadan nevres.
Bakılmadan bir kez
O mai dağıldı.
Âmiyâne şâfiler ve dâilerle cem edip,
Tâbi halde mânilerle saati serencâm edip,
Bâkilerce bâb ı perde âtiyi heycân edip,
Kandillerce hâmilerle makberi mîcân edip.
Ben de bi kul, bende olup ihrama mihmân edib,
Yine türlü merhalelerle beni hapseden gece.
Ne diye buldun ki beni,
Bu esbablı kibrinle,
Sanki başka yoldaşın yokmuş gibi!
Niye ağırlarsın beni saatlerce?
Ölürsem ki bilinsin, intihar etmeyeceğim.
Bir gün yine yürürken
Bilmediğim semtlerin uyuşuk kaldırımlarında,
Beni kim azletti
Bilmeyeceğim.
Ben bu yükü taşır,
Satır satır yürürdüm hep
Tabanlarım nasır.
Henüz hasıra da dönmemişken yüreğim.
Son bir yazımdır, meylettim.
Uzat artık ellerini
Evet açtımsa yazacağım bir şeyler.
Bıraksın diye kelimelerin azabı,
Kendilerini azadımla.
Öyle saklıdırlar ki içimde,
-Öyle de haklıdırlar ki bazen-
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!