Baktığımda gördüm içimdeki çocuğu
Aptalca unutulmuş
Kırılmış hayalleri
Gözleri zifirden karanlık
Yüzü ay ışığı gibi
Saf bir o kadar da kirlenmiş
Kıvılcım olup ateşin bağrından kopuyorum
Artık vedalar uzak değil soğudu küllerim
Bir mülteci gibi bilinmezliğe gidiyorum
Sende kalsın o sarsak bütün düşlerim
Geri döner miyim bir umut damlasına
Başka mevsim bilmem
Haziranlar hep seni anımsatıyor
Kanım kaynarcasına bir şenlik
Cümbüşlü yıldızlardan
Rayiha iklimlerden bir panayır bu
Epeyce yaklaşıyorum, sarılamıyorum
Sana göklerden bir hükümdarlık getirdim
Mavi denizlerden, sıradan hülyalardan uzak
Tan yıldızından taç, geceden gerdanlık yaptım
Alalade incilerden, nice yakutlardan daha berrak
Sana yüreğimden bir uygarlık getirdim
Kahrolası üç kuruşluk dünya bizimkisi
Ucuz gömlekler altında derin sevgimiz
Kahreden ölümsüz bir sevda bizimkisi
Beyaz kefenlerde bile ışıldar kalbimiz
Ölüm kokar şehrimiz, ölümlü aşklardan
Kapat gözlerini! rüyalarda buluşalım
Dudaklar sussun! sessizlikle konuşalım
Aldırma uzaklara! biz böyle de yakınız
Kapat gözlerini! vedalar çok uzadı
Ömür kısa, boş ver geçen zamanı
Sormasan da halimi
Hala bırakıp gittiğin yerdeyim
Gömleğime düşen saç telin
Ve tenimde üşüyen o soğuk ellerin
Hala bırakıp gittiğin yerdeyim
Terasta ılık kahvem ve de gözlerin...
Bu harabeden geçen kimdir, yeryüzü neden bu kadar soğuk?
Yıldızlar derin bir uykuya dalmış, kimseler aldırmıyor.
Bir müstesna vaha çölde, bir inci tanesi siyah denizimde,
Fer eyleyen güneşimi gölgeleyen neden bana acımıyor?
Yorgun hatıralarım bir bıçak gibi koynumda yatıyor,
Şimdilerde bir mülteci gibi
Serseri dolanıyorum ordan oraya
Nereye gideceğimi bilemiyorum
Hangi iklime savrulsam
Sığınacak siperim yok, üşüyorum...
Sahi senden öncesi var mıydı
Ben rüzgar değilim uzanamam diyarına
Ben yağmur değilim dokunamam gözyaşına
Bu sevda göklerden bir ateş
Yaklaştıkça damarlarımda kaynar
Sevdikçe yeryüzünden özlemim taşar
Bu sevda iki yürekte iki ayrı keşmekeş
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!