Aralandı gönül; içinde muammalar ve de hüzün
Ruhumda firari erguvanlar; biraz deli, biraz sarhoş
Aşk dediğin ne bir tatlı söz ne de güzel yüzün
Denizler bile dalgasına vururken kıyıya
Anlamadım! beni yaralayan o umutlu gülüşün...
Ne hatıralar sarardı o şehirde
Bir bir enkaza gömüldü umutlar
Küflü akşamlardan söylediğimiz şarkılar
Gölgelendiğimiz o sahil, o iniltili ormanlar
Nasıl da alışmıştım sana Dilruba...
Söyle bana Dilruba!
Ah! dursaydı zaman gözlerine dalınca
Yaslanıp dizlerine; huzuru koklasaydım
Dolunay sönüp geceler yalnız kalınca
Sabahı selamlayıp; sana şiirler okusaydım
Hicrana uzak zamansız yaşlanınca
Karanlık yüreğimde; beyaz duvarlarda adın
Kirlenmiş düşlerimde; bir sen temiz kaldın
Şu üç günlük ömrümde bir sen vardın
Ben artık yolcuyum! elveda güzel kadın
Affet! seni sevmeyi yüreğime bulaştırdım
Kaybolurdu teninde mehtabın şavkı
Kapasam da gözlerimi beyazlığını görürdüm
Bir bir kayardı yıldızlar, mahşer günü sanki
Kapasam da gözlerimi, bir sende tutulurdum
Ağardı saçımda kış günü bekleyişlerim
Aşktan firari; yalnızlığa mahkumum
Ne sevmeyi bilirim ne de vazgeçmeyi
Güneşe küskün; karanlığa yolcuyum
Ne savaşmayı bilirim ne de kaçmayı
Ben karanlığı bilirim; yol nedir bilmem
Erguvan sokakları çiçek açmış
Güz gelmeden bana gelir misin
Eriyor dağlar yollar bize açılmış
Gün bitmeden bana gelir misin
Canım bir hayli sıkkın bu şehirde
Kapkara lanet yapışmış kaderime
Yüzüm gözüm gülmüyor anne
Sürme şefkatli elini kederime
Ben gibi kirlenmesinler anne
Bazen uzaktan baktım mutluluğa
Sen, yalpalandığım şehrin sokakları gibisin,
Habire düşüyorum kaldırımlarında
İdama hüküm giymiş bir ülkenin,
Çiğnediğim yasakları gibisin
Sen, gömleğime sürülmüş nar lekesi,
Eski gözlerle bak bana! koyu gözlerinle
Canıma batsın bakışların! izi silinmesin
Eski düşlerle gel bana! çocuksu düşlerinle
Müebbet ol günahıma! bir ömür bitmesin
Esiri olayım esansının; nefes gibi çekeyim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!