Gürültüyle uyandığımda
Ölümün en soğuk nefesini ensemde hissettiğim anda
Islanan hayallerimle.
Üzerimde üç katın enkazı,
Etrafımda yıkık kolonlar,
Ve cam kırıkları,
Yorgun düşlerimde canlandırmak seni
Öylesine zor ki;
Hergün yeni bir düş
Hergün yeni bir hayal
Ve hergün yeniden yıkılış
Yoruyor beni
Sana uzak kalmak
Mesafe yokken mekanlarımız arasında
Senden uzakta kalmak
Öylesine zor ki;
Çekilmez oluyor günler geceler…
Sensiz zor ve uzun yollar
Sözler nasıl da anlamını yitiriyor bazen değil mi?
Bir anda kelimeler düğümleniyor boğazımda
Her şey susuyor
İnsanlar, arabalar, gemiler, tramvaylar…
Her şey duruyor
Nehirler, taşıtlar, zaman…
Hiçbir garantimiz yok, hayata dair;
Hiç beklenmedik bir anda
Hayatın en ummadık yerinde
En can alıcı noktasında
Kim bilir; belki bir şafak vakti,
Belki bir Pazartesi sabahı
yağmur yağıyordu,
ıslanıyordum karanlık kaldırımlarında İstanbul’ un
şemsiye almaya ihtiyacım yoktu
ıslanmamak için
ne yağmur beni umursuyordu
ne de ben yağmuru
Bak! Görüyor musun?
Yeşerdi, renklendi işte
Büyüme çağında şimdi
O benim “Sevda Çiçeği’m”
Uzan üstüne doğru, eğil.
seni sevdim,
karanlığın içinden bir ışık kümesi oldun çıktın karşıma
seni sevdim
paylaşmanın en güzelini yaşattın bana
seni sevdim
en bitkin kimsesiz günlerimde kimse oldun bana
Bekle! Gelecek.
Kim?
“Gelecek” gelecek,
Sen bakacaksın...
Bekleyeceksin...
Göremeyeceksin...
Kendimi gördüm
Yanaklarından süzülen yaşların içinde,
resim gibi
Ya da;
yürekten kopmuş bir acı
bir sevgi, bir hüzün gibi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!