Kadir kıymetini bilmeyen Kula,
Açılır kapılar vermezmiş Mevla,
Kendi kuşağını kendi bağlaya,
Bin atlı içinde, tek yaya kala.
Her istediğimi verdin
Cüretkar oldum sonunda
Son isteğimi vermedin! ...
İsyankar oldum sonunda.
Hep aklıma takılmıştır, susuz Dünya nasıl olur?
Önce yaratılan nedir? Toprak mı yoksa su mudur?
Bazen de aklıma gelir, hayatın kaynağı nedir?
Ateş midir, kül müdür, ya da Toprak mı, su mudur?
Talha diyormuş bize, bu evin horozuyum,
Kızdırmayın kafamı, alırım havanızı,
Yapma be Talhacığım, sıkma bu canımızı,
Bizi bağışlar isen, veririz tatlımızı.
Biz ne tarihler yazdık, okunmadı duruyor,
Bu milletin evladı, tarihini bilmiyor,
Uydurulmuş tarihle, geleceğe yürüyor,
Nerde bir icat görse, bunu yeni sanıyor.
Oysa biz tarihte de, bu günde de yapmışız,
Osmanlının canı, kalbi TÜRKİYE'M,
Misak-ı Milli'nin andı TÜRKİYE'M,
Düşman bizi yendi, sandı TÜRKİYE'M,
Bir öldü, bin doğdu benim TÜRKİYE'M,
Ne devletler kurup, yıktın TÜRKİYE'M,
Horozlar ötmeden sabahlar olmaz,
Naylon çiçeklerle baharlar gelmez,
Bir kere başlarsa akınlar durmaz,
Akın başlayınca sesler duyulmaz,
Bu gelen Türk’lüğün ayak sesleri,
Bu ses duyulunca tut nefesini.
Özenti ile başladı, benim en büyülü hatam,
Daha körpe kuzu iken, sigara ile tanışmam,
Dumanını yeller aldı, parasını eller aldı,
Yıllarca arkadaş oldum, zehir katran bana kaldı.
Sanırdım sonsuza kadar, sürecekti dostluğumuz,
Bir sen vardın bir aşkımız,
Neşeyle dolu yuvamız,
Karşılıklıydı sevgimiz,
Emeğe yazık değil mi?
Ne güzel aşkımız vardı,
Varsayın ki ölmüşüm, ölülere bile yılda bir ziyaretler yapılır, hatırlanır be yahu!
Hapishanede olsam iyi kötü arkadaşlarım olur, gardiyanlar olur, idarem olur,
Yılda birde olsa belki ziyaretçim gelir,
Hastanede olsam doktor olur, hemşire olur, hasta olur, gelen ve giden olur,
Evdeyim ve çok yalnızım,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!