Yalnız Ozan’dan kırık dökük seçme bi’şeyler / Aralık 2015
*SERBEST SÖYLEYİŞLER
Yürekler var parça parça
Gönüller var kırık kırık
Yaşayanlar yaşayan ölü
Ve sevgiler can içre gömülü
*
Başım dumanlı sokaktayım
Delikanlı denen bir yaştayım
*
Ah bilsen ne zor olacak
Gönlüme hicran dolacak
*
Koru sever oldum külü anlattı diye
Zoru sever oldum gülü anlattı diye
*
Bir ulak gelse
Cepheyi kaybettik dese
Sonra düşerek ölse
*
Ve denize attım anahtarları
/ yok ettim bütün varları /
*
Bir eğlence düğün
Dehşetli bir hazırlık var bugün
İklimlerin sırlı nefesi
Ve çiçeklerin gerdeğe girmesi
*
yarını düşünmek belki hayaldir
fakat o yolda ölmek güzeldir
*
Istırap tatlı bir eğlencedir artık
Ney sesinde bulunur sevgilinin gülüşleri
*
Gece yine bir tuhaf
Sanki aşkla yer değiştirmiş
*
Güç sanki bir memnû meyvadır
Burukluğu diş diş bünyeme dağılır
*
Gel şimdi kutlayalım yenilgimizi
Gel dürelim artık dengimizi
Mahşerde buluruz belki dengimizi
Gel konuşalım şu cengimizi
Öldün bittin bitirdik dediler
İtler bile aç düşlerimizi yediler
Bizi bir uçkursuz dona belediler
Medet bize hey kırklar yediler
*
Geçenler şöyle atar bir nazar
Bir kitâbe-i seng-i mezar
*
Kalbimi fettan birisi çalmış
Gerçeklerim -sanki- azalmış
*
Dal verecek uç verecek
Küffar yeniden baç verecek
*
Hicran artık hüzün vermiyor bana
/ yeni dertler edindim /
Fasılasız vuran yağmurdum
/ artık dindim /
*
Niçin kimlere nasıl boyun büktüm
Kurşunla değil âh eğilerek öldüm
*
Hey Bosna emanetisin Murad-ı Hüdavendigâr’ın
Hey Ulu Sultan bir bak şimdi ne halde yâdigârın
*KOŞMALAR
Zaman dönmüş devran olmuş
Nice gül benizler solmuş
Sanki gül gülmüş de n’olmuş
Aldanıp da yandık eyvah
*
Nefsin azığından çalsam
Bir gül açıp sonra solsam
Aşıklardan bir ben kalsam
Yine de gönlüm eğlenmez
*
Yalnız Ozan söyler n’olsa
Son durağım cennet olsa
Köşküme huriler dolsa
Yine de gönlüm eğlenmez
*
Günahtan kurtulduğu yer
Amelin tartıldığı yer
Ayağın bertildiği yer
Sırat başı durak mıdır
*
Su deyip katı yer eşti
Bulamayıp bağrın deşti
Darmadağın derde düştü
Yar zülfünde tarak mıdır
*
Yalnız Ozan’a ver su
Avcılar kurmuş pusu
Bir tas şerbet dolusu
Ecelden haber var mı
*
Çektiğim hep dilimdendir
Tiken yaram gülümdendir
Vuslat bile zulümdendir
Hiç bilme gönül olur mu
*
Yalnız Ozan der dellenme
Bülbül olup da güllenme
Aşıktır diye bellenme
Ölüm alır muradımız
*
Yıllar geçti almadım muradım
Çiçekler arasında aradım
Târumâr saçlarını taradım
Düşen zülfünden bitti bir lâle
*
Kadehe zehr katılır mı
Şifa diye satılır mı
Bülbüle ok atılır mı
Kırık yaylar gerilmiyor
Zeliha’nın kaş çattığı
Yusuf’u hapse attığı
Güllerin tiken sattığı
Bu bahçeye girilmiyor
*
Veysel’in giydiği hırka
Alınmaz otuza kırka
Rağbet etme tüylü kürke
Kefenin sarmak yaraşır
*
Bu kırk değil elli değil
Bülbül artık güllü değil
Gezdiğim yer belli değil
Aklım deli yapalı benim
*
Ok atmış kılıç bilemiş
Dertlerini gül eylemiş
İnce ince un elemiş
Duvardaki elek olsam
Günahlar benden kaçılsa
Dört yana inci saçılsa
Yanağımda gül açılsa
Bebek adlı melek olsam
*
Varılmaz yere vardın mı
Aşıklar sana dargın mı
Sor deli gönül yorgun mu
Yusufların pazarında
Ötmez oldu artık kuşlar
Sebepsiz akıyor yaşlar
Vurup yarılmıyor taşlar
İsmail’in başucunda
Yalnız Ozan bıkmadın mı
O çukurdan çıkmadın mı
Nefs putunu yıkmadın mı
İzi kalmış tabutunda
*
Bulut gibi yaşın yaşın çağlarsın
Sanki başı yüce eğilmez dağlarsın
Sana ne oldu çırpınıp ağlarsın
Kurtlara Yusuf’u aldırmış gönül
*
Bin bir nazla bûse verilmez tene
Mecnunluk iznin varsa sen de dene
Lalenin karanfilin rengi de ne
Bilmeyen kalmamıştır morumuzu
*
Yalnız Ozan bak yenik düştü
Başına nice dertler üştü
Gamzen temreni bağrın deşti
Can kuşun uçurma olur mu
*
Şu Yalnız Ozan ölünce
Aşıklar buna gülünce
Mahşerde kendi dilince
Desin Yârab affet beni
*
Bülbül güle söylese utanırdı
Arslan sûretinde it var sanırdı
Bu derde Abdurrezzak dayanırdı
Bûse bırakıp da ben mi olmadım
*TAŞLAMALAR
Koç olmuştum daha yeni
Giydim kınalı kefeni
Kurban eylediler beni
Bağlı dururken dana be
*
Şu pazarda Yusuf gibi satıldım
Kaş göz arası gerilip çatıldım
Ucu kırık bir yay ilen atıldım
Temren bilmez okluyum der misin
*
Yalnız Ozan bak tutuyor
Lokmayı büyük yutuyor
Garip gönlün uyutuyor
Bir mesela yaniyim ben
*
Yalnız Ozan’ın vardır diyeceği
Gözünden belli ne halt yiyeceği
Uçkuru yok bir dondur giyeceği
Biz kala kala sizlere mi kaldık
*
Yalnız Ozan der bir faniyim
Bildiğiniz kırk yıllık Kâni’yim
Hem bir mesela hem yaniyim
Ülen Şazimend yaktın beni
*
Hem nasıl papazdı hem de nasıl be
Devr-i firavundan seçme fasıl be
Görün bakın kimmiş bela asıl be
Bu millet teslim olur mu be
*
Yalnız Ozan der dergâha gelip
Halimize hayvan gibi gülüp
Hak yolda gidenleri hor bilip
Sövenlerin yanına otursak
Allah diye bağırıp çağırsak
*
Varın da gidin şeyhime
El vermiş benim neyime
Yüz sürem hâk-i pâyine
Çilehaneden bana ne
Belekte gördüm İsa’yı
Arayıp buldum Musa’yı
Denize vurdum âsayı
Tersaneden bana ne
*
âh nerde şimdi o yetmişli yıllar
bize neler neler etmişli yıllar...
Kayıt Tarihi : 19.12.2015 01:43:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Osman Kibar](https://www.antoloji.com/i/siir/2015/12/19/osman-hoca-dan-siirimsiler.jpg)
bize neler neler etmişli yıllar...
çok etkileyici
TÜM YORUMLAR (1)