Osman Erdoğmuş Şiirleri - Şair Osman Erd ...

EZANLAR


Minarelerden çıkıp
Kainata yayılan
İlahi musikiyle

RAMAZAN
Günahla yoğrulan dünyamıza,
Sağanak rahmet gibi düştün yine Ramazan.
Arınalım diye,
Bataklıkta güller yetişsin diye,
Dünyamızı sevgi ile yoğuralım diye,

ARTIK ÇIK AKLIMDAN

Artık çık aklımdan çık
İstemiyorum seni düşünmek
Koca bir ömrü
Başka bir işim yokmuş gibi

AŞK İKLİMİ 2

Peygamberlerin şehri Mekke-i Mükerreme,
Burdan doğdu en büyük medeniyet aleme.

Çırpınıyor yürekler heyecanlar dorukta,

Sevgili Dostlarım, ilk cinaslı şiirimi sizlere takdim ediyorum.)

SENLE GÜZEL

Senle beraber olmak inanılmaz bir düştü,
Ne hikmetse dün akşam birden aklıma düştü.

SONUÇ

Bu arada anlatamadığım binlerce güzellikler var tabi ki. Olaylar genellikle Harem-i Şerif arasında geçiyor genelde. Bunun haricinde otelde de güzel hatıralarımız oldu. Mesela Adanalı Mustafa Kardeşimiz ishale tutuldu. Arafat dönüşünde, gidene kadar doğrulamadı hemen hemen. Adeta bekçilik yaptı bize. Kendi tabiriyle; iyi ki Arafat’tan sonra hastalandım. Ya önce rahatsız olsaydım görevimi bile yapamayacaktım. Demişti.

Allah’ın selameti üzerine olsun. Akçakoca’dan Rasim Ağabey ve Hanımı ve yeğeni Hayrettin Ağabey ile de güzel dostluklar kurduk. Bu anılarımızı anlatmaya fırsat bulamadım. Belki de konu harici olduğu için mi, yazamadım işte. Sadece bir sayfa açarak not düştük bu hatıralara.

BİR AVUÇ TOPRAK

Doymaz gözün hakkından
Gelir bir avuç toprak.
Bitmeyen ihtirastan
Gelir bir avuç toprak.

BİR OLUR MU


“Yaratanın ismiyle oku” dedin kuluna,
Elçileri gönderdin, davet ettin yoluna,
Akıl ve hikmet verdin, düşer diye oyuna,

ÖF DEMEYİN

İhtiyarlık anında yanınızda kalırsa,
Anne ve babanıza sakın ha “öf” demeyin.
İhtiyaç gidermede size muhtaç olursa,
Anne ve babanıza sakın ha “öf” demeyin.

Büyük bir huşu ile yönelerek kıbleye,
Açtık ellerimizi, boş çevirme Allah’ım.
Rahmetin öyle çok ki, sığmıyor yere, göğe,
Açtık ellerimizi, boş çevirme Allah’ım.

Gönderdiğin enbiya, yüzyirmidört bin ile,