Üzülme unutmayacağım seni, özlemeyeceğimde söz veriyorum
Kalemlerimi sende bırakıyorum bir daha kimseye yazmayacağım
Mürekkebi gözyaşlarımdan beslenecek tükenmeyecek merak etme
Yazılan tüm şiirler isyan edecek bu nasıl aşk böyle, ölümü düşünüyorum
Ellerimi sende bırakıyorum senin ellerin olmadan anlamsızlar bende
Üç kuruştan beş kuruş fazla etmez ayrılık
Fukara yalnızlıklar ceplerinde pantolonun
Oda delik cepten kayıp gider, kayıp gecenin terkisine
Para dediğin elinin pisliği, biz sevgilinin elini istedik elimizde
Lakin sevgili pantolonun şişliğini severdi
düşlerimin gizindesin ayan beyan
her yerde her şeyde yüzün heyhat
oysa ki gizlisin, görmüyorlar
düşümsün hakikatimin bahçelerinde
heyhat söz anlatmaz kalem kifayetsiz kalır
Boş verilip dolu beklenmiş umutlardan arttı her şey
Saklambaçlarda sobelendik kör ebe niyetine
Kapatılan perdelerin hükümdarı olduk, karanlık sokaklarda
Yolsuzduk en az sürgüne gönderilen yolcular kadar
Eşkıya sevdalarımız vardı dünyayı bir avuç zanneden
Bütün akşamları ateşe verdim
Aydınlık yarınlar bekliyor bizi
Hangi sokağın başında durduysam
Ve hangi mahallenin dilencisi gördüyse beni
Hep seni sordular…
Ağustosun intihar rengi akşamlarından geliyorum
Adım Barış sormayın nereliyim, aşkın olduğu her yerdeyim
Dağların morundan düşüyorum gözlerine deli ırmaklar dudaklarına akıyor
Sevdiğim yatağına sığmaz seyduna, ardımda yarım kalmış türküler
Anonim ayrılıklar biriktiriyorum, lügatıma sığmaz akasyalar
Bir romana başladım seni anlatıyorum
Giriş gelişme sonuçta sen varsın
Aklımı fikrimi kalbimi sana adıyorum
İçimde ilkbahar yaprak dökümü yaşıyor
Esen rüzgarlardan feyiz alıyorum sensizliğime
Sofradan kalkıp da şaha kalktık zemheride
Bu dağlar bizimdir karıyla birlikte, ey gidi ey
Kaf dağına yürüdük sabah ayazıyla, karlıydı yollar
Sırtımızda patladı zoraki tükenişler, ey gidi be ne gam yiğidime
Çile dediğin çekildikçe tükenir avradım, ardımızda kaldı akşam ayazı
Unuttum!
Seni kaç kere kaybettim
Ne senlerim oldu senden başka
Her senimde seni aradım, esmerdin, geceydin, hayaldin
Kahverengiden izliyordum evreni, koyuydu yokluğun
seni kaybetti
yürüdü gitti koca şehir peşinden
seni kaybetmenin kabahati bende mi
şehrin kabahati mi bilemedim
bilmeyenler bu işe hayret etti
saatli bombaydı ellerin, kesindi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!