Hayatım 79 sonbaharında İstanbul Kadıköy'de başlaı. Farklı kültür ve inanışları görüp araştırmayı, maket arabaları, tek başıma gezmeyi kaybolmayı, 90ları, kitapları, akıl yakan filmleri ve kelimelerle ruhu dinlendirip düşündürmeyi severim. Bunun dışında benim hayatımda da zamanın bana kazandırdığı ve benden aldığı bir çok şey var. O nedenle anı yaşayıp mutlu olmanın savunuculardanım.
Ağlayarak başladığım bu hayatın bir senesini daha tamamladım bugün,
Bugün hiç ağlamadım,
Hiç acele etmedim bitsin diye,
Bütün acılar,
Güzel anılardan,
mutluluklardan beslenir…
En büyük Aşk;
En çok acıtandır…
40 aşktan kavrulup;40 kez kalbin kırılmadan,
40 sonbahar saymadan; uçuşan sararmış yaprakların altında,
anlayamazsın…
Uzaklara bakakalmış gözlerin; birden sağanak yağmışçasına dolmasını
Ve ne kadar sahibi olduğunu art arda sıralanmış birkaç harfin, iki kelimenin,
anlayamazsın…
“Sana söylediğim sözlerin,
sorduğum her sorunun cevabını aslında biliyorum,
Fakat kelimeler senin dilinde sihirleniyor,
gözlerin yıldızlar gibi parlıyor benimle konuşurken,
Başımı döndüren tek gülüşün sahibi,
çingene ruhlu kelebeğim” diye yazmışım…
Birini seversin;
İçine ılık bir sıcaklık oturur,
Gözlerin hep günbatımının verdiği kızıllıkla görür etrafı,
Sanki şehir lavanta bahçeleri papatya bahçeleriyle dolu gibi kokar,
Ilık bir meltem eser boynundan ensene bir sıcak nefes gibi,
Yerçekimi azalır, sanki kumsal gibi yumuşacık olur bastığın yerler,
Yüreğime sığmayacak kadar büyük bir aşkım var,
küçük bir çocuğun kollarını sonuna kadar açıp,
bu kadar dediği gibi ,
kollarımı sonuna kadar açıp,
sana sarılmadan kapanacağını bile bile,
“bu kadar” demek istiyorum…
Bu gece yüreğim avuçlarımda,
Cümlelerim taşımaz belki ama yüreğim taşır ismini,
İnadına…
Bazen gözlerimi kapatıp hayatı onun gözünden düşünürüm,
sınamam, tepkisini ölçmem,
asla başka birileriyle konuşup onu anlamaya, çözmeye çalışmam.
Sadece ona sorarım ve verdiği cevaba suya kanmışçasına kanarım…
Bu gece benim olur musun?
Modası geçmiş şarkılar dinleriz,
Aynı 92'nin yazındaki gibi,
Bu defa geleceği düşünüp hayallere değil,
Geçmişin gözümüzün önünden geçen film şeridine dalar gözlerimiz belki de; Kim bilir..
Ansızın geliyorsun aklıma;
Gökyüzüne bakıyorum aklıma gelince biliyor musun?
Saf ve temiz geliyor bana gökyüzü,
bak bulut, bak güneş, bak yıldızlar…
Bak gözlerin, burnun, dudakların…
Ne kadar uzak olsak ta, aynı Güneş, aynı Bulutlar, aynı Yıldızlar…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!